zamanı geçirmek

  • 1zamanı geçirmek — oyalanmak Kaybolmuş şeyleri bulurum ama sen zamanı geçirmişsin, saatini bulamadım. A. Ş. Hisar …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 2zaman — is., Ar. zamān 1) Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım. Ö. Seyfettin 2) Bu sürenin belirli bir parçası, vakit Efendiler,… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 3zaman almak — sürmek, devam edip zamanı geçirmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 4vakit öldürmek — zamanı yararsız, gereksiz işlerle veya iş yapmadan geçirmek Fakat sandal sahibi olur olmaz zaten yarı keyif, yarı kazanç için vakit öldürdüğü balıkçılık sanatında karar kılmıştı. S. F. Abasıyanık …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 5söz sırası — is. Bir toplulukta konuşma yapma zamanı Bu fırsattan istifade ederek söz sırasını elime geçirmek istedim. P. Safa …

    Çağatay Osmanlı Sözlük