yere çökmek

  • 1çökmek — nsz, er 1) Bulunduğu düzeyden aşağı inmek, çukurlaşmak Toprak çökmek. Yol çökmek. 2) Üzerinde bulunduğu yere yıkılmak Tavan çökmek. Döşeme çökmek. Ev çökmek. 3) e Çömelmek Suyun başına çöküp ellerini, yüzünü yıkamaya koyuldu. H. F. Ozansoy 4) e… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 2lök gibi çökmek — bir yere bütün heybetiyle, ağırlığıyla çökmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 3diz çökmek — 1) dizlerini yere koyarak oturmak Beni dinleyin deyip hemen önümüze diz çöktü. S. M. Alus 2) dize gelmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 4diz üstü çökmek — dizleri yere gelecek biçimde eğilmek veya oturmak En son Bektaş Ağa çöktü diz üstü. Y. K. Beyatlı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 5oturmak — e 1) Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu. S. F. Abasıyanık 2) nsz Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak Bakın, hikâye zordur, acımasız ve… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 6basmak — e, ar 1) Vücudun ağırlığını verecek biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına. C. Külebi 2) Küçük çocuklar ayakta durabilmek 3) Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek Motor… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 7diz üstü — sf. 1) Boyu dizlerin üst kısmına gelen (etek, pantolon, çorap vb.) 2) zf. Dizleri yere gelecek biçimde Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller diz üstü çökmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük