yemek
81birbirini yemek — iki veya daha çok kimse birbiriyle uğraşmak, birbirine kötülük etmek Birbirimizi yiyecek zaman değil çocuklar. R. N. Güntekin …
82bok yemek — kaba yakışıksız bir iş yapmak …
83ceza yemek — cezalandırılmak …
84hatır için çiğ tavuk yemek — bir kişiyi gücendirmemek için yapılması güç olan şeyleri bile yapmak …
85bok yemek düşmek — kaba (birine) birinin bir işe karışmaması, burnunu sokmaması gerekir …
86hazırdan yemek — çalışıp kazanmaksızın elindekini harcamak Hep hazırdan yiyor, içiyor, her gün Fatma Hanım ın bin türlü bahanelerle parasını çekiyordu. Ö. Seyfettin …
87vaktini almak (veya yemek) — (bir iş birinin) epey zaman harcanmasını gerektirmek …
88borç yemek — borçla geçinmek …
89kurşun yemek — vurulmak Kurşunu yer yemez, kayalardan aşağı yuvarlanmış leşi, ta derenin kucağına! T. Oflazoğlu …
90bıçak yemek — bıçaklanmak …