yemek
71oruç yemek — oruç tutmamak …
72tencerede pişirip kapağında yemek — geçinme konusunda var olanla yetinmek …
73tokat yemek — 1) kendine tokat vurulmak Tokadı yiyince okur, şimdi tokadı yer ama sonra bana dua eder. M. Ş. Esendal 2) mec. yenilgiye uğramak Acısını unutamayacakları bir tokat yediler halktan. N. Cumalı 3) argo dolandırılmak …
74dil otu yemek — çok konuşmak Mütemadiyen gülüp söylüyordum. Hacı Kalfanın ellerini dizlerine vurarak: Dil otu mu yedin be kızım? diye bir gülmesi var ki... R. N. Güntekin …
75gâvura kızıp oruç yemek (veya bozmak) — başkasına kızıp kendine zararlı olan bir iş yapmak …
76hak yemek — başkalarının hakkını vermemek …
77kazık yemek — aldatılmak, kazıklanmak O levhayı görünce istediği parayı verip afiyetle kazığı yiyerek çıkarsın. H. R. Gürpınar …
78yağmur yemek — yağmurda iyice ıslanmak, sırılsıklam olmak Ben önde, Nezir arkada, çamurlu yoldan, yağmur yiye yiye elimdeki pilli fenerin ışığında yürüyoruz. R. H. Karay …
79feleğin sillesine uğramak (veya sillesini yemek) — büyük bir yıkıma uğramak …
80kül yemek (veya yutmak) — argo kurnazca yapılan bir oyuna düşmek, aldatılmak …