yazma

  • 91sözlük bilimi — is. Sözlük yazma ve hazırlama işi, leksikoloji …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 92sözlükçülük — is., ğü Sözlük yazma veya hazırlama işi, sözlük yazarlığı, lügatçilik …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 93şemse — is., esk., Ar. şemse Yazma kitapların cildine, baş sayfalarının üst bölümüne veya kumaşlara, kapı, pencere vb. yerlere işlenen veya çizilen güneş biçiminde süs …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 94tahrir — is., esk., Ar. taḥrīr Yazma, kitabet, kompozisyon Birleşik Sözler tahrir heyeti …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 95tahşiye — is., esk., Ar. taḥşiye Haşiye yazma, çıkma yapma …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 96tastir — is., esk., Ar. tasṭīr Yazı yazma, satır dizme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tastir etmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 97tehzil — is., esk., Ar. tehzīl 1) Alaya alma 2) ed. Ciddi bir esere alay tarzında nazire yazma, şakalı bir anlatıma çevirme …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 98telif — is., esk., Ar. teˀlīf 1) Uzlaştırma 2) esk. Kitap yazma Babamın gene o tarihte oynanan bir telif piyesi de o sahnede oynamıştı. H. F. Ozansoy 3) huk. Telif hakkı Birleşik Sözler telif hakkı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller telif etmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 99tezhip — is., bi, esk., Ar. teẕhīb 1) Yazma kitaplarda, sayfaların yaldız ve boya ile bezenmesi, yaldızlama 2) Süsleme, bezeme …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 100tiyatro — is., İt. teatro 1) Dram, komedi, vodvil vb. edebiyat türlerinin oynandığı yer Her tiyatronun holünde ille smokinli bir müdüre rastlayacaksınız. H. Taner 2) Bu türleri, izleyiciler önünde sahnede oynayan grup Tiyatro kuruldu, birinci temsilden… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük