yazma

  • 81minyatür — is., Fr. miniature 1) Çoğunlukla eski yazma kitaplarda görülen, ışık, gölge ve hacim duygusu yansıtılmayan küçük, renkli resim sanatı Aynı oyunu, avuç içi kadar bir minyatürden seçilmiş bir köşecikle oynuyorlar. B. R. Eyuboğlu 2) Bu biçimde… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 82nesih — is., shi, esk., Ar. nesḫ 1) Kaldırma, hükümsüz bırakma 2) Arap harflerinin, basımda ve yazma kitaplarda en çok kullanılan çeşidi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 83nüsha — is., Ar. nusḫa 1) Birbirinin tıpkısı olan yazılı şeylerin her biri Bu yazma eserin üç nüshası daha var. 2) Gazete, dergi vb.nde sayı Geçende Sarıkamış ta çıkan Varlık gazetesinin bir nüshası geldi. F. R. Atay 3) sf. Benzer, aynı, kopya Birleşik… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 84okuma — is. Okumak işi, kıraat Okuması vardı, yazması azdı. B. Felek Birleşik Sözler okuma bayramı okuma kitabı okuma saati okuma vakti okuma yazma okuma yitimi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 85oyun yazarlığı — is. 1) Oyun yazma işi 2) Oyun yazarının mesleği …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 86redaksiyon — is., Fr. rédaction 1) Yazılmış bir metin üzerinde gereken düzeltmeleri yaparak yazıyı yayıma hazır duruma getirme 2) Yazı yazma, kaleme alma …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 87romancılık — is., ğı Roman yazma sanatı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 88sanduka — is., Ar. ṣandūḳa Mezarın üzerine yerleştirilmiş, tabut büyüklüğünde tahta veya mermer sandık Büyük demir parmaklıklı bir türbenin içinde yeşil sandukalarına örtülmüş beyaz yazma yemenileriyle yatan iki mezar vardı. M. Ş. Esendal …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 89satın — Bedelini ödeyerek bir şey almak anlamındaki satın almak birleşik fiilinde geçen bir söz Okuma yazma bilmemesine rağmen bir Köroğlu gazetesi satın aldı. H. Taner Birleşik Sözler satın alma …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 90selika — is., esk., Ar. selīḳa Güzel söyleme ve yazma yeteneği …

    Çağatay Osmanlı Sözlük