Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

yapıyorlar

  • 1 обращаться

    несов.; сов. - обрати́ться

    обрати́ться лицо́м к окну́ — yüzünü pencereye çevirmek

    все взо́ры обрати́лись к нему́ — tüm gözler ona çevrildi

    2) перен. yönelmek

    поэ́т обрати́лся к социа́льным пробле́мам — şair toplumsal sorunlara yöneldi

    его́ мы́сли обрати́лись к про́шлому — fikri maziye gitti

    е́сли челове́чество обрати́тся к со́лнечной эне́ргии... — insanlık güneş enerjisine yönelse...

    (дава́йте) обрати́мся к исто́рии э́того движе́ния — hareketin tarihine bakalım

    3) başvurmak; müracaat etmek; seslenmek, hitap etmek

    обраща́ться к кому-л. с призы́вом / с воззва́нием — birine çağrıda bulunmak

    обраща́ться к кому-л. с про́сьбой — birine ricada bulunmak

    про́сьба обраща́ться к / в... —... müracaat edilmesi rica olunur

    обраща́ться с предложе́нием — bir öneri yapmak, bir öneride bulunmak

    обраща́ться к кому-л. за сове́том — birine akıl danışmak

    обраща́ться к кому-л. с письмо́м — birine mektup yazmak

    обраща́ться к врачу́ — doktora başvurmak

    телеви́дение обраща́ется к миллио́нам зри́телей — televizyon milyonlarca seyirciye seslenir

    обраща́ться к кому-л. с вопро́сом — birine bir soru yöneltmek

    4) dönüşmek, haline gelmek

    вода́ обрати́лась в пар — su buhar haline geldi

    5) тк. несов. davranmak, muamele etmek

    с ним обраща́ются, как с ребёнком — ona çocuk muamelesi yapıyorlar

    6) тк. несов. kullanmak

    уме́ть обраща́ться с инструме́нтом — alet kullanmasını bilmek

    Русско-турецкий словарь > обращаться

  • 2 однородный

    врз
    türdeş; homojen

    одноро́дное те́ло — homojen cisim

    они́ выполня́ют одноро́дную рабо́ту — türdeş işleri yapıyorlar

    Русско-турецкий словарь > однородный

См. также в других словарях:

  • çılgınca — zf. 1) Deli gibi, delicesine, çılgıncasına Mademki Salvotore yi o derece kıskandım, demek ki kendisine çılgınca âşıktım. R. H. Karay 2) Aşırı bir biçimde Gençler, çocuklar, günün kahramanına çılgınca tezahürat yapıyorlar. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırpılmak — nsz Kırpma işi yapılmak ... benim gözlerim kırpıldıkça, yumuldukça, büyüyüp küçüldükçe onlar da aynı hareketi yapıyorlar. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • transplantasyon — is., tıp, Fr. transplantation Organ nakli Bazı transplantasyon ameliyatları yapıyorlar fakat iyi sonuç alınamıyor. C. Uçuk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dönüp geriye bakmak — eskiyi hatırlamak, geçmişi gözden geçirmek Şimdi dönüp geriye baktığımda ne görüyorum? Kimi insanlar hayatımızı bir karikatüre çevirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. S. Dölek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hile yapmak — 1) aldatmak Yarışmaların eski tadı kalmadı Sabri Bey, binbir türlü hile yapıyorlar. A. İlhan 2) çıkar sağlamak amacıyla bir şeyin saflığını bozmak, değersiz bir şey karıştırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»