yanı sıra

  • 1yanı sıra — zf. 1) Birlikte 2) Yanında, beraberinde Yanı sıra çocuğunu da getirdi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 2sıra — is. 1) Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar. S. F. Abasıyanık 2) Bu biçimdeki topluluğun durumu Sırayı bozmayın. 3) Belirli bir düzene ve… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 3arka müziği — is., tiy. Bir oyunda hareket ve sözlerin yanı sıra etkiyi artırmak için hafifçe çalınan müzik …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 4asesbaşı — is., tar. Yeniçeri Ocağındaki askerî görevinin yanı sıra, başkentin düzenini korumakla da yükümlü olan yirmi sekizinci ortanın çorbacıbaşısı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 5badik — is., ği, hlk. 1) Ördek 2) Palaz 3) sf. Kısa boylu Badik kızların yanı sıra perçemli öğrenciler geçiyordu. S. F. Abasıyanık …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 6baskı — is. 1) Bir eserin basılış biçimi veya durumu Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı. A. Ş. Hisar 2) Bası sayısı Bu gazetenin baskısı yüz bindir. 3) Bir eserin tekrarlanarak yapılan baskı işlemlerinden her biri Sözlüğün yeni… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 7duy priz — is. İçerisinde aydınlatmak amacıyla kullanılan duyun yanı sıra elektrik akımı almaya yarayan bir düzeneği de bulunduran alet …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 8karbonhidrat — is., kim. Yağ, yumurta akı vb. maddelerin yanı sıra, insan ve hayvanların organik besinlerinden en önemlisi olan organik kimya bileşiklerinin genel adı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 9profesyonelleşme — is. Profesyonelleşmek işi Doğuracağı sakıncaların yanı sıra, hiç değilse profesyonelleşme anlayışını getiriyordu. T. Uyar …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 10sündüs — is., esk., Ar. sundus İpin yanı sıra altın ve gümüş tellerle dokunan, kaftan ve giysi dikiminde kullanılan bir tür ipekli kumaş …

    Çağatay Osmanlı Sözlük