Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

yaşlılık

  • 1 пенсия

    ж
    emekli maaşı / aylığı, aylık

    пе́нсия по инвали́дности — sakatlık aylığı

    пе́нсия по ста́рости — yaşlılık aylığı

    он на пе́нсии — emeklidir

    уйти́ на пе́нсию — emekliye ayrılmak

    получать пе́нсию — emekli maaşı almak

    ско́лько ме́сяцев ему́ оста́лось до пе́нсии? — emekliliğine kaç ay kaldı?

    Русско-турецкий словарь > пенсия

  • 2 слабоумие

    с

    ста́рческое слабоу́мие — yaşlılık bunaması

    Русско-турецкий словарь > слабоумие

  • 3 старость

    ж
    1) ihtiyarlık, yaşlılık

    он сго́рбился от ста́рости — yaşlılıktan kamburlaşmıştı

    в ста́рости — ihtiyarlıkta, ihtiyarlık çağında

    ста́рость не ра́дость — погов. ihtiyarlık maskaralıktır

    2) (ветхость, изношенность) eskimişlik, köhnemişlik

    Русско-турецкий словарь > старость

См. также в других словарях:

  • yaşlılık — is., ğı Yaşlı olma durumu Yüzüne bir yaşlılık gelmiş vücudunu bir ağırlık kaplamış. R. H. Karay Birleşik Sözler yaşlılık bilimi yaşlılık sigortası …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaşlılık bilimi — is., tıp Yaşlanma ile ilgili sağlık konuları üzerinde duran tıp dalı, geriatri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaşlılık sigortası — is., huk. Çalışanlara emekli olduktan sonra aylık veya toptan ödeme sağlayan sigorta türü, ihtiyarlık sigortası …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaşlılık sigortası — çalışanlara emekli olduktan sonra aylık veya toptan ödeme sağlayan sigorta türü, ihtiyarlık sigortası …   Hukuk Sözlüğü

  • beli bükülmek — yaşlılık yüzünden güçsüz kalmak, bir iş yapamayacak duruma düşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • elden ayaktan düşmek (veya kesilmek) — yaşlılık sebebiyle veya sağlığı büsbütün bozularak çalışamaz duruma gelmek Ve gün battığı zaman artık Gülbahar ın hâli kalmamış, elden ayaktan kesilmişti. Y. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KİBER-İ SİNN — Yaşlılık, ihtiyar olmak, yaş büyükl …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ihtiyarlık sigortası — Yaşlılık sigortası …   Hukuk Sözlüğü

  • özel af — yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle bir suçlunun cezasının kaldırılması …   Hukuk Sözlüğü

  • acılık — is., ğı 1) Acı olma durumu Göğsünde bir sızı, ağzında bir acılık duydu. Ö. Seyfettin 2) mec. Dokunaklılık, kederlilik, yaslılık Yüreğinde derin bir üzüntüyle acılık vardı. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • akşam güneşi — is. 1) Etkisi azalmış gün ışığı 2) mec. Yaşlılık dönemi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»