yıkmak
1yıkmak — yıkmak, yıkılmak I, 85, 343, 384; II I, 20, 63 …
2yıkmak — i, ar 1) Kurulu bir şeyi parçalayarak dağıtmak, bozmak, tahrip etmek Yangın yarım saatin içinde her yeri sardı, uğruna gelen ne varsa yaktı, yıktı. M. Ş. Esendal 2) İnsan, hayvan veya ağaç devirmek 3) Bir yana eğmek 4) i, e Birine yüklemek Suçu… …
3hanumanını yıkmak — ocağını yıkmak, evini barkını dağıtmak Bu oğlan hanumanımı yıkar benim, derdi. R. N. Güntekin …
4ev bark yıkmak — karı kocayı birbirinden ayırmak ... bir kızı vardı ki dünyanın bütün kusurları bir araya gelse onun kadar ev bark yıkamazdı. P. Safa …
5falakaya çekmek (veya yatırmak veya vurmak veya yıkmak) — falakaya bağlayarak dövmek …
6yakıp yıkmak — çok büyük zarar vermek, harap etmek …
7kaş yıkmak — kaş çatmak El yanında yıkar gider kaşını / Tenhalarda gülüşünü sevdiğim. Ruhsati …
8hatır gönül yıkmak (veya kırmak) — kişilere karşı gösterilmesi gereken saygı kurallarına uymamak …
9yuvasını yıkmak — 1) birinin eşinden boşanmasına sebep olmak 2) biri eşinden ayrılarak kendi aile düzenini yok etmek …
10gönül kırmak (veya yıkmak) — birini çok üzecek bir davranışta bulunmak, gücendirmek …