yıkmak

  • 31lağım — is., Ar. laġım 1) Bir yerleşim merkezinde pis suların akıp gitmesi için yer altında açılmış kanal, geriz 2) tar. Düşmanın kale duvarlarını yıkmak veya düşman ordugâhına zarar vermek amacıyla, düşman siperlerine doğru yer altından açılan dar yol… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 32lağımcı — is. 1) Pis su kanallarını açıp temizleyen işçi 2) tar. Düşman kalelerini yıkmak için lağım kazan asker …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 33üst — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyin görülen yanı, yüzü Bu sefer taşın üstünden… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 34yakmak — 1. nsz, ar Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek Kına yakmak. Yakı yakmak. 2. i, ar 1) Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı. F. R. Atay 2) Ateşle yok etmek Çöpleri yakmak. 3) Işık… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 35yıkma — is. Yıkmak işi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 36yuva — is. 1) Kuşların ve başka hayvanların barınmak, yumurtlamak, kuluçkaya yatmak, yavrularını büyütmek veya yavrulamak için türlü şeylerden yaptıkları ve türlü biçimlerde hazırladıkları barınak O zamanlar ... mezarlıkların serviliklerine gizlenen… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 37altüst etmek — 1) alt yüzünü üst yüzüne getirmek 2) çok karışık duruma getirmek, düzenini bozmak Kimsenin dokunamadığı düzgün kâğıtlarını ben altüst ederdim. H. E. Adıvar 3) zarar vermek, yıkmak Deprem köyü altüst etti. 4) huzursuz etmek, rahatsızlık vermek… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 38aşağı almak — devirmek, yıkmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 39sabotaj yapmak — 1) yıkmak, tahrip etmek, kullanılır durumdan çıkarmak Sırplar bu sırada ricat ordusuna hücumlar tertip etmek, postaları vurmak, geri hizmetlerde sabotaj yapmak gibi teşebbüslerle düşmanın ileri hareketini kolaylaştırdılar. F. R. Atay 2) bir işi… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 40yağlı kapıya konmak — rahat, sıkıntısız bir yere girmek, geçimini başkasının üstüne yıkmak Kondu, namussuz, yağlı kapıya, diye, hasedini belli ediyordu. H. Taner …

    Çağatay Osmanlı Sözlük