vurulmak
1vurulmak — nsz 1) Vurma işine konu olmak Yatak odasının kapısı vuruluyordu. M. C. Kuntay 2) e, mec. Âşık olmak, gönül kaptırmak, sevdalanmak Kim söylemiş beni / Süheyla ya vurulmuşum diye. O. V. Kanık …
2aşı olmak (veya vurulmak veya yapılmak) — bağışıklık veya tedavi amacıyla vücuda aşı verilmek …
3isabet almak — vurulmak, yaralanmak Düşman uçağı isabet aldı …
4kurşun yemek — vurulmak Kurşunu yer yemez, kayalardan aşağı yuvarlanmış leşi, ta derenin kucağına! T. Oflazoğlu …
5çapılmak — vurulmak, mecruh …
6urulmak — vurulmak, dövülmek; kurulmak I, 194, 195; II, 138 (ip ve benzeri) örülmek I, 195 …
7dipçiklenmek — nsz Dipçikle vurulmak …
8eyerlenmek — nsz Eyer vurulmak …
9kalıplanmak — nsz Belli bir kalıp verilmek, kalıba vurulmak …
10kösteklenmek — nsz 1) Ayağına köstek vurulmak 2) Ayağına bir engel takılarak düşer gibi olmak veya düşmek 3) mec. Bir iş yürümez duruma getirilmek, engellenmek Fikrim, zihnim kösteklendi. H. R. Gürpınar …