verimli
1verimli — sf. 1) Verimi iyi ve bol olan, bitek, randımanlı, mahsuldar, mümbit, müsmir Verimli toprak. 2) Kendisinden beklenen sonucu veren, semereli Eğer bu beğeniş ve güven gerçek bilgi ve ihtisasa dayansaydı şüphesiz daha sağlam, daha verimli olurdu. R.… …
2verimli — bax verimcil. Verimli torpağı, geniş çölləri; . . Keçidləri, rizləri var ölkəmin. C. C …
3verim düşürmek — verimli olmaya engel olmak Siyasi amaçlı ... işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz Anayasa …
4berimlig — verimli; borçlu I, 240 …
5MÜNBİT — Verimli, verimi bol. İnbat eden, ekini güzel yetiştiren …
6her ağacın meyvesi olmaz — dışarıdan verimli gibi görünen herkes verimli olmaz anlamında kullanılan bir söz …
7abur cubur — is. 1) Yararı gözetilmeksizin rastgele yenilen şeyler Çocuklara abur cubur yedirmekten sakınılmalıdır. 2) sf. İşe yaramayan, boş Olumlu, verimli bir işe adayacağı zamanını, abur cubur işlere harcamak ağırlarına gider. H. Taner 3) zf. Yararsız bir …
8adamak — i, e 1) Bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla kutsal bir güce yönelik istekte bulunmak, nezretmek 2) mec. Kutsal saydığı bir şey uğruna kendini feda etmek, ant niteliğinde söz vermek 3) mec. Zaman ayırmak, tahsis etmek Olumlu, verimli bir işe… …
9altın çağı — is. Bir şeyin veya bir kimsenin en verimli, en başarılı dönemi Nuran Tiyatrosu, altın çağına doğru bir kestane fişeğinin hızıyla yükseliyordu. T. Buğra Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller altın çağını yaşamak …
10asgari müşterek — is., ği, Ar. aṣġar + muşterek Herkes tarafından kabul edilen nokta, üzerinde anlaşmaya varılan husus, uyuşulan konu, ortak payda Tartışmaların verimli olabilmesi, yararlı bir yere varılabilmesi ancak uyuşma ile, eski deyimiyle asgari… …