verimli
31lös — is., jeol., Alm. Löss En çok vadilerde, yamaçlarda bulunan, kil ve kum karışımı, sarı renkli verimli balçık …
32mahsuldar — sf., esk., Ar. maḥṣūl + Far. dār Verimli İstediğiniz kadar cennet köyler, sevişen insanlar, mahsuldar topraklar tahayyül edebiliriz. S. F. Abasıyanık …
33mübarek — sf., ği, Ar. mubārek 1) Verimli, bereketli 2) Kutlu, uğurlu, kutsal Bunlar senin mübarek elini öpmeye geldiler. O. C. Kaygılı 3) Çok saygı duyulan Mübarek yüzlü bir ihtiyar. 4) ünl. Beğenilen, sevilen şeyler için söylenen bir söz Mübarek, ne… …
34mümbit — sf., Ar. munbit Verimli Mümbit topraklar …
35müsmir — sf., esk., Ar. muṣmir 1) Verimli 2) Sonuç veren …
36ongun — 1. is. 1) İlkel toplumlarda topluluğun kendisinden türediği sanılarak kutsal sayılan hayvan, ağaç, rüzgâr vb. doğal nesne veya olay, totem 2) Arma 2. sf. 1) Çok verimli, bol, eksiksiz 2) Yarar duruma gelmiş, bayındır 3) Mutlu 4) Kutlu, uğurlu… …
37öz — 1. is., fel. 1) Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun, varoluş karşıtı Özünü bir yerde bırakıp sadece kalıbını gezdirmişti. H. Taner 2) Kendine, kendi kendini anlamlarında birleşik kelimeler türeten bir söz Öz eleştiri, öz… …
38özlü — sf. 1) Özü olan, öz bölümü çokça olan Gönlüm dolu İstanbul un en özlü sesiyle. Y. K. Beyatlı 2) Benliğinde, varlığında, yapısında herhangi bir nitelik bulunan Ben o kadar bedbaht, doğru özlü bir kadınım ki beni sonra anlayacaksınız. A. Gündüz 3)… …
39randımanlı — sf. Verimli …
40rantabl — sf., ekon., Fr. rentable Gelir getiren, kâr sağlayan, verimli, getirimli …