verimli
21çölleşmek — nsz Bir arazi, verimli toprağı akıp çöl durumuna gelmek …
22deneme yayını — is. Radyo, televizyon vb. haberleşme araçlarının başlangıçta işe alışmak ve daha verimli olmak üzere yaptıkları kısa süreli yayın …
23feyizli — sf. Çok ürün veren, verimli …
24feyyaz — sf., esk., Ar. feyyāż Çok verimli, gür …
25formen — is., İng. foreman 1) Ustabaşı 2) İşçilerin düzenli ve verimli çalışmasını sağlayan ve işçiler üzerinde otoritesi olan işçi …
26gür — sf. 1) Bol ve güçlü olarak çıkan veya fışkıran Gür, kumral saçlarının çerçevelediği narin yüzü kıpkırmızı idi. Ö. Seyfettin 2) Bol, verimli, feyyaz Oralarda deve dikenleri ve çalı süpürgeleri gür, yeşil, pembe bitmişti. S. F. Abasıyanık …
27iş bilimi — is. İnsanın, makinenin ve çevrenin bir arada uyumlu ve verimli bir biçimde çalışmasını inceleyen bilim dalı, ergonomi …
28işletme — is. 1) İşletmek işi 2) Tarım, sanayi, ticaret, bankacılık vb. iş alanlarında, kâr amacıyla bir sermaye yatırılarak kurulan kurum Adam, büyük bir film işletme ortaklığının sahibiydi. N. Cumalı 3) Bu kuruluşu verimli bir duruma getirip kazanç… …
29kalite çemberleri — is., ç. Bir iş yerinde işin daha etkili ve verimli yapılabilmesi için bilgi akışının hızlanması amacıyla oluşturulan ekipler …
30kamu yönetimi — is. Devletin yönetim faaliyetlerinin yararlı ve verimli bir biçimde düzenlenmesiyle uğraşan bilim dalı, kamu idaresi, amme idaresi …