verimli
11beğeniş — is. Beğenme Eğer bu beğeniş ve güven gerçek bilgi ve ihtisasa dayansaydı, şüphesiz daha sağlam, daha verimli olurdu. R. H. Karay …
12bereketli — sf. Bol, verimli Ey vatanın bağrı yanık bucağı / Hani senin bereketli hasadın. M. E. Yurdakul Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …
13besi merası — is. Besleme değeri oldukça yüksek mera bitkileri ile kaplı ve gerektiğinde kesime gönderilecek hayvanların fazla ağırlık kazanmalarını sağlamak için otlatıldıkları doğal veya yapay verimli mera …
14bitek — sf., ği Verimli …
15bozkırlı — sf. 1) Bozkıra ait, bozkıra ilişkin 2) Anadolu nun verimli olmayan bölgesine ait olan (kimse) Bozkırlı bir çocuğum. On sekizime varmadan kalkıp İstanbul umuza iniş yapmışım. A. Ağaoğlu …
16bük — is. 1) Ovada veya dere kıyısında çalı ve diken topluluğu 2) Böğürtlen 3) Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalar 4) Dönemeç …
17büklük — is., ğü Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalar, bük …
18cömert — sf., di, Far. cevān + merd 1) Para ve malını esirgemeden veren, eli açık, selek, semih, ahi, bonkör Elinden gelen her iyiliği yapar, cömerttir, ikramı çok sever. P. Safa 2) mec. Verimli Bu ülkede toprak bir masal sultanı kadar cömert. C. Meriç… …
19çorak — sf., ğı 1) Bitkisi iyi olmayan (toprak) Biz geçtiğimiz zamanlar, Sina Çölü, Peygamber Musa nın geçtiği zaman kadar ıssız, boş, kuru ve çoraktı. F. R. Atay 2) Verimli olmayan (toprak) 3) Acı (su) 4) mec. Verimsiz, kısır, bakımsız, yoksul Hayatımın …
20çoraklık — is., ğı 1) Toprağın verimli olmama durumu 2) Suyun acı olma durumu …