varmak
1varmak — e, ır 1) Erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, vasıl olmak Köye akşama doğru ancak varabildim. S. F. Abasıyanık 2) Belli bir duruma veya düzeye gelmek Yaşı elliye vardı. O şimdi yolun yarısına varmıştı. 3) Hoş olmayan bir sona ermek Beni… …
2düşünceye varmak — bir görüşe veya karara varmak, bir inanca ulaşmak …
3anlaşmaya varmak — bir konuda birisiyle anlaşmak …
4bilincine varmak — anlamak, kavramak İnsanın herhangi bir araçla ne yaşadığının bilincine varmasının bir doyum ve haz kaynağı olduğu unutulmamalıdır. A. Cemal …
5künhüne varmak — (bir şeyin) bir şeyin özünü, aslını anlamak …
6kanıya varmak — belli bir kanı edinmiş olmak …
7secdeye varmak (veya kapanmak) — secde etmek …
8yargıya varmak — karşılaştırma ve değerlendirme yaparak bir sonuca ulaşmak, anlam vermek …
9sevincinden ağzı kulaklarına varmak — çok sevinmek …
10görüş birliğine varmak — farklı görüş ve düşüncelerden sonra aynı görüş ve düşünceye ulaşmak …