-
1 кончаться
1) врз bitmek; sona ermek; sonuçlanmak ( завершаться)уро́к ко́нчился — ders bitti
дождь ко́нчился — yağmur dindi / kesildi
де́ньги ко́нчились — para bitti / tükendi
чем (всё) э́то ко́нчится? — bunun sonu nereye varır?
э́тим / на э́том де́ло не ко́нчилось — iş bununla bitmedi; iş bu kadarla kalmadı
э́та шу́тка пло́хо ко́нчится — bu şakanın sonu fenaya / kötüye varacak
на э́том его́ муче́ния не ко́нчились — çilesi bu kadarla dolmadı
2) разг. ( умирать) ölmek -
2 приводить
несов.; сов. - привести́1) getirmekкто привёл его́ сюда́? — onu buraya getiren kim?
2) götürmekтропи́нка приведёт вас к опу́шке — patika sizi orman kenarına götürür
3) врз götürmek, ulaştırmak, vardırmakэ́то приведёт нас к це́ли — bu bizi hedefimize götürecek / vardıracak
к чему́ э́то приведёт? — bunun sonu nereye varır?
привести́ ма́ссы в движе́ние — yığınları harekete geçirmek
привести́ кого-л. к вла́сти — iktidara getirmek
пока́занный спортсме́ном результа́т привёл его́ к побе́де — aldığı derece sporcuyu galibiyete ulaştırdı
привести́ кого-л. к понима́нию происходя́щего — birini olup bitenlerin anlayışına vardırtmak
э́то неизбе́жно приведёт вас к вопро́су о... — bu, kaçınılmaz olarak sizi...dığı /...ması konusuna ulaştırır
4) düşürmek; vermekприводи́ть кого-л. в у́жас — dehşete düşürmek, birini dehşet vermek
5) getirmekприводи́ть что-л. в гото́вность — hazır duruma getirmek
приводи́ть что-л. в исполне́ние — yerine getirmek, gerçekleştirmek
приводи́ть пригово́р в исполне́ние — hükmü infaz etmek
6) yol açmak, neden olmak; götürmekприводи́ть к негати́вным после́дствиям — olumsuz sonuçlara yol açmak
э́то привело́ его́ к заблужде́нию — bu onu yanılgıya götürdü
7) göstermek; vermek; aktarmakпривести́ цита́ту — bir alıntı vermek
привести́ пе́речень чего-л. — listesini vermek
приведем отры́вок из э́той главы́ — bu bölümden bir parça aktaralım / verelim
приво́дим по́лный перево́д э́той статьи́ — yazının tüm çevirisini veriyoruz
приво́дим за́пись бесе́ды на́шего корреспонде́нта с мини́стром — muhabirimizin Bakanla yaptığı mülakatı (aşağıda) sunuyoruz
выступа́вший не привел никаки́х цифр — konuşan hiç rakam vermedi
привести́ приме́ры — örnek vermek
приводи́ть кого-что-л. в ка́честве приме́ра — örnek (olarak) göstermek
он не привел ни еди́ного фа́кта — tek bir olay dahi göstermedi
привести́ до́вод / доказа́тельство — bir kanıt göstermek / getirmek
••привести́ кого-л. в себя́ — врз kendine getirmek
-
3 приходить
несов.; сов. - прийти́1) врз gelmek; varmakприходи́ за́втра — yarın gel
пришла́ весна́ — bahar geldi / girdi
по́езд пришел — tren geldi
когда́ по́езд прихо́дит в Москву́? — tren Moskova'ya kaçta varır?
2) врз varmakприходи́ть к соглаше́нию — anlaşmaya varmak
приходи́ть к реше́нию мат. — çözüme varmak
прийти́ к побе́де — zafere ulaşmak
прийти́ к фи́нишу пе́рвым спорт. — finişte birinci olmak
он прише́л к субъекти́вному идеали́зму — sübjektif idealizme vardı
3) с предлогом "в" в сочетании с существительнымиприходи́ть в у́жас — dehşete düşmek
приходи́ть в отча́яние — umutsuzluğa düşmek
приходи́ть в восто́рг — hayran kalmak
приходи́ть в столкнове́ние с действи́тельностью — gerçeklerle çatışmak
••прийти́ на ум / в го́лову — aklına gelmek
прийти́ в себя́ — врз kendine gelmek
по́сле э́того уда́ра боксер так и не смог прийти́ в себя́ — bu yumruktan sonra boksör bir türlü kendini toparlayamadı
прийти́ в чу́вство — ayılmak, kendine gelmek
См. также в других словарях:
iş olacağına varır — bir soruna aldırmamayı, ne yapılırsa yapılsın yine aynı sonuca ulaşılacağını anlatan bir söz Teyzemle eniştem pek karşı gelmediler, iş olacağına varır, dediler. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya kaçar (veya varır) ya zurnacıya — evlenme çağındaki kızı büyükleri uyarmazlarsa uygun olmayan birisiyle evlenir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
Islenska — Isländisch (Íslenska) Gesprochen in Island Sprecher 300.000 Linguistische Klassifikation Indogermanisch Germanisch Skandinavisch Isländisch … Deutsch Wikipedia
Isländische Sprache — Isländisch (íslenska) Gesprochen in Island Sprecher 300.000 Linguistische Klassifikation Indogermanisch Germanisch Skandinavisch Isländisch … Deutsch Wikipedia
Isländisches Alphabet — Isländisch (Íslenska) Gesprochen in Island Sprecher 300.000 Linguistische Klassifikation Indogermanisch Germanisch Skandinavisch Isländisch … Deutsch Wikipedia
Íslenska — Isländisch (Íslenska) Gesprochen in Island Sprecher 300.000 Linguistische Klassifikation Indogermanisch Germanisch Skandinavisch Isländisch … Deutsch Wikipedia
coşkunluk — is., ğu 1) Coşkun olma durumu 2) Coşkunca yapılan iş, cuşiş, cuşuhuruş Yahya Kemal in tarihimizi kucaklayan sevgisi, en büyük coşkunluğa İstanbul şehrinde varır. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
damla damla — zf. 1) Damlalar biçiminde Koşan elbet varır, düşen kalkar / Kara taştan su damla damla akar. T. Fikret 2) Azar azar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ecnebi — sf., Ar. ecnebī Başka devlet uyruğunda olan (kimse), yabancı Bu iki ecnebi hanım da nahiyeye varır varmaz yatağı ve aşı hazır bulsunlar. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
encam — is., esk., Far. encām 1) Son, işin sonu Nereye varır bu işin encamı? A. İlhan 2) mec. Gelecek Encamımız hayrolsun demekten başka elden ne gelir? A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
imdi — zf., esk. 1) Buna göre, şu hâlde, artık İmdi, biz umutsuz da olsak tarih yapacağını yapar dersek, bunun sonu tembelliğe varır. M. C. Anday 2) Şimdi … Çağatay Osmanlı Sözlük