uzaklaştırma
1uzaklaştırma — is. Uzaklaştırmak işi Okuldan uzaklaştırma cezasının da bir anlamı kalmamıştı artık benim için. Ö. Seyfettin …
2TEB'İD — Uzaklaştırma. Bir yerden bir yere sürme, kovma …
3İBDAD — Uzaklaştırma, teb id. * Bir şeyi uzatma …
4İMATA — Uzaklaştırma yahut uzaklaştırılma …
5TARD — Sürme, kovma, uzaklaştırma. * Mektebden veya vazifeden uzaklaştırma. Hizmetten çıkarma …
6açığa alma — is. Bir görevliyi geçici bir süre işten uzaklaştırma …
7aforoz — is., din b., Rum. 1) Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası Manastırdan kaçalı, papanın aforozuna uğrayalı on beş yıl oluyor. H. E. Adıvar 2) mec. Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip uzaklaştırma, toplum dışılama… …
8germe — is. 1) Germek işi 2) sp. Birbirine yaklaşık bükülü vücut bölümlerini, gerici kasların çalışmasıyla birbirinden iyice uzaklaştırma, bükme karşıtı 3) hlk. Bir yeri bölmek, sınırı belli etmek için yapılan tahta perde …
9iş bıraktırımı — is. İşverenin işçileri topluca işten uzaklaştırma veya işten çıkarma kararı, lokavt …
10tenkil — is., esk., Ar. tenḳīl 1) Uzaklaştırma 2) Herkese örnek olacak bir ceza verme 3) Düşman veya zararlı kimseleri topluca ortadan kaldırma …
- 1
- 2