uymak
1uymak — uymak, birine bağlı olmak III, 146 …
2uymak — e, ar 1) Ölçüleri birbirini tutmak Ayakkabı ayağına iyi uydu. 2) Renk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek Kravat ceketine uymuş. 3) Zevke, anlayışa uygun düşmek Sizin tutumunuz bizim görev anlayışımıza uyuyor. 4) Bir inanca, bir… …
3uymak — yüksük; bir kabile ismi …
4nefsine uymak — bedenin isteklerine uymak, günah işlemek Nefsine uyanların, zevkten başka bir şey tanımayanların, hayvanlardan ne farkı var? Ö. Seyfettin …
5araziye uymak — 1) ortama, çevreye uymak 2) görünmemeye çalışmak …
6kafasına uymak — aklına uymak …
7tıpatıp uymak — her yönüyle uygun olmak Amerikalı bir ailenin durumu nasıl oluyor da kendi durumuna tıpatıp uyuyordu? …
8cemaate uymak — içinde bulunulan bir topluluğa uyarak davranmak …
9ortama uymak — çevreye uyum sağlamak …
10zamana uymak — davranışlarını içinde bulunulan günün şartlarına uydurmak …