uykuya dalmak
1uykuya dalmak — uyumaya başlamak ... bir an evvel eve yetişmek ve esvaplarını çıkarmadan yüzükoyun yere atılıp rüyasız bir uykuya dalmak istiyordu. Y. K. Karaosmanoğlu …
2derin uykuya dalmak — rahat, derin bir biçimde uyumak …
3ebedî uykuya dalmak — ölmek Bu mezarda iki harp ve aile kahramanı ebedî uykusuna dalmıştı. A. Gündüz …
4uyku — is. 1) Dış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumu Rahat bir uyku uyumuştum. S. F. Abasıyanık 2) mec. Çevrede olup bitenin farkında… …
5derin uyku — is. Uyanılması güç uyku, ağır uyku, taş uykusu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller derin uykuya dalmak …
6ebedî uyku — is. Ölüm Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ebedî uykuya dalmak …
7uyuklamak — nsz Oturduğu yerde hafif uykuya dalmak, ımızganmak Kızım, uyukluyorsun, dadını git bul, seni yatırsın, haydi... P. Safa …
8uyumak — nsz 1) Uyku durumunda olmak 2) İlaç etkisiyle ağrı duymayacak kadar derin uykuya dalmak Hasta uyuyunca ameliyata alınacak. 3) mec. İşlem görmemek, durgun kalmak, el sürülmemek Bu eski gururu ta canevinde uyurmuş meğer. T. Buğra 4) mec.… …
9kendinden geçmek — 1) bilinci işlemez olmak, kendini kaybetmek, bayılmak Gözlerini tezgâhın arkasındaki bir kapıya dikmiş ve kendinden geçmiş gibiydi. S. F. Abasıyanık 2) bir şey karşısında coşkuya kapılmak, duygulanmak Oturduğu şiltenin üstünde ayağa kalkıyor;… …
10başı yastığa düşmek — yorgunluktan veya güçsüzlükten uykuya dalmak Ve tekrar başı yastığa düştü ve uyudu. Y. K. Karaosmanoğlu …
- 1
- 2