uydu

  • 11Türksat — ist der Name einer Reihe von türkischen Kommunikationssatelliten. Betreut werden diese von Aerospatiale und der unter dem Namen der Satelliten auftretenden Firma Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş., häufig verkürzt zu Turksat A.S..… …

    Deutsch Wikipedia

  • 12kent — is., Soğd. 1) Şehir Paris gibi bir kentte, bu hatırlamalar, karamsarlığa sürükler insanı. N. Cumalı 2) esk. Site Birleşik Sözler kent soylu kentler arası ana kent başkent çadır kent …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 13oturmak — e 1) Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu. S. F. Abasıyanık 2) nsz Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak Bakın, hikâye zordur, acımasız ve… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 14peyk — is., gök b., Far. peyk 1) Uydu 2) sf., mec. Bir başkasına bağımlılığı olan Peyk devletler. Birleşik Sözler suni peyk …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 15suni peyk — is., gök b. Yapma uydu …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 16uydulaşmak — nsz Uydu durumuna gelmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 17uydulaştırmak — i Uydu durumuna getirmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 18uyduluk — is., ğu Uydu olma durumu, peyklik …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 19uymak — e, ar 1) Ölçüleri birbirini tutmak Ayakkabı ayağına iyi uydu. 2) Renk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek Kravat ceketine uymuş. 3) Zevke, anlayışa uygun düşmek Sizin tutumunuz bizim görev anlayışımıza uyuyor. 4) Bir inanca, bir… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 20uzay istasyonu — is., gök b. Uzay çalışmalarının yapıldığı, içinde insanların yer çekimi olmayan ortamlarda çalışabildiği yapay uydu, uzay üssü …

    Çağatay Osmanlı Sözlük