umudu

  • 1umutsuzluğa düşmek (veya kapılmak) — umudu kalmamak, güveni sarsılmak, olumsuzluğa sürüklenmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 2ümidi sönmek — umudu kalmamak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 3ümidi suya düşmek — umudu kalmamak Artık karşı koyma ümidi suya düşmüştü, harp her cephede kaybedilmişti. R. H. Karay …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 4Nadir Çiftçi — Personal information Full name Nadir Çiftçi Date of birth 12 February 1992 (19 …

    Wikipedia

  • 5umutsuz — sf. 1) Umudu olmayan, hiç umudu kalmayan, ümitsiz, nevmit Pamuk tarlaları kavrulmuş, çocuklar hasta, kadınlar güçsüz, erler umutsuzdu. N. Araz 2) Düzeleceği veya iyileşeceği sanılmayan, ümitsiz Hasta umutsuz. Umutsuz bir durum …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 6Conservative Friends of Turkey — (CFT) is a group associated with the British Conservative Party[1]. Its fundamental objective is given as promoting links between Turkey and the Conservative Party at all levels, by working with local and national party organisations, business… …

    Wikipedia

  • 7boynu bükük — sf., ğü 1) Zavallı, boynu eğri 2) zf. Üzgün, kırılmış, kimsesiz, acınacak ve yardım bekler durumda, zavallı bir biçimde Umudu kırılınca boynu bükük, ahıra, ineği sağmaya indi. H. E. Adıvar …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 8mertlik — is., ği Yiğitlik, erkeklik Umudu olmadığı için, mertlik bende kalsın diye öyle görünürdü. H. Taner Birleşik Sözler civanmertlik …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 9tavlamak — i 1) İşlenilecek bir nesneye gereken ısıyı veya nemi sağlamak, tav vermek 2) mec. Yolsuz ve kolay kazanç umudu vererek dolandırmak 3) mec. Ümit vererek kandırmak, kendine bağlamak, aldatmak 4) argo Karşı cinsin gönlünü çelmek, kandırıp elde etmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 10umutlu — sf. Umudu olan, umut besleyen, ümitli Bazı defa umutluyuz, bazen umutsuz... Bazı kere de o fena görüyorsa ben iyiye yürüyorum. R. H. Karay …

    Çağatay Osmanlı Sözlük