ulamak
1ulamak — ulamak, eklemek; ulaşmak ve buluşmak III, 255 …
2ulamak — i, e Eklemek, katmak, ilave etmek …
3ulamak — eklemek …
4eklemek — i 1) Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilave etmek Bahçeye doğru bir çıkma mutfak yaptırmış, bu koca balkonu eklemiştir. T. Buğra 2) i, e Bir şeyi ek olarak kullanmak Bu kumaşı örtüye eklemeli …
5ulama — is. 1) Ulamak işi 2) Ulanan parça, ek, katkı, ilave 3) dbl. Konuşmada art arda gelen kelimelerden birincisinin sonundaki ünsüzün, ikincisinin başındaki ünlüye ses bakımından bağlanarak söylenmesi: Ayırt etmek, ağaç altı, tertip etmek, art arda… …
6ilave etmek — eklemek, katmak, ulamak Bu istilanın nasıl bir facia olduğunu Avrupa tarihçileri iyi yazdıkları için bir kelime ilave etmeye lüzum yoktur. Y. K. Beyatlı …