-
1 истребитель
-
2 перехватчик
-
3 реактивный
реакти́вный дви́гатель — tepkili motor
реакти́вный самолёт — jet, tepkili uçak
реакти́вный пассажи́рский самолёт — jet yolcu uçağı
реакти́вный истреби́тель — jet av uçağı
••с реакти́вной ско́ростью — jet süratiyle
-
4 авиакомпания
havayolu şirketi* * *жсамолёт туре́цкой авиакомпа́нии — Türk Havayollarının bir uçağı
-
5 беспилотный
беспило́тный самолёт-разве́дчик — pilotsuz keşif uçağı
-
6 боевой
savaş(sıfat); savaşçı,militan; öncelikli,acil* * *1) savaş °боево́й самолёт — savaş uçağı
боево́й друг — savaş arkadaşı
2) savaşçı; militan, mücadeleciбра́тская дру́жба и боевая солида́рность — kardeşçe dostluk ve mücadeleci / savaşımcı dayanışma
боевы́е па́рни — çakı gibi genç adamlar
3) ( особо важный) öncelikli -
7 бомбардировщик
м( самолёт) bombardıman / bomba uçağı -
8 вести
getirmek,götürmek; sürmek (araba),yönetmek (araba/uçak); gezdirmek; döşemek; gitmek (yol),çıkmak (yol); yol açmak,neden olmak; önde olmak; yönetmek; yürütmek,sürdürmek* * *1) getirmek; götürmekвести́ дете́й на прогулку — çocukları gezmeye götürmek
он ведёт сюда́ пять челове́к — ardına beş kişi takmış geliyor
куда́ ты нас ведёшь? — bizi nereye götürüyorsun?
вести́ ма́ссы за собо́й — yığınları peşinden sürüklemek
вести́ к побе́де — zafere götürmek
вести́ от побе́ды к побе́де — zaferden zafere koşturmak
2) sürmek; yönetmekвести́ маши́ну — arabayı sürmek / yönetmek
вести́ самолёт — uçağı yönetmek
3) gezdirmekвести́ утюго́м по тка́ни — ütüyü kumaşın üstünde gezdirmek
4) döşemekвести́ желе́зную дорогу — demiryolu döşemek
5) gitmek; açılmakдоро́га ведёт в лес — yol ormana gider / ulaştırır
у́лица ведёт к мо́рю — sokak denize çıkar
следы́ вели́ в лес — izin yönü ormanın içine gidiyordu
следы́ вели́ в... — перен. izler...a uzanıyordu
6) перен. yol açmak, neden olmak; vardırmakвести́ к во́йнам — savaşlara yol açmak
вести́ к непра́вильным вы́водам — sakat sonuçlara götürmek / neden olmak
7) önde olmak; önde götürmekвести́ го́нку — спорт. yarışı önde götürmek
"Дина́мо" ведёт со счётом 2-0 — Dinamo 2-0 öndedir
8) перен. yönetmekвести́ семина́р — semineri yönetmek
вести́ уро́ки хи́мии — kimya dersleri vermek
продолжа́ть вести́ уро́к — dersini sürdürmek
вести́ собра́ние — toplantıya başkanlık etmek
вести́ програ́мму (на телевидении) — programı sunmak
вести́ переда́чи на (радио) — yayın yapmak
9) yürütmek; sürdürmek; yapmakвести́ борьбу́ — savaşım / mücadele yürütmek / yapmak
вести́ войну́ — savaşı sürdürmek
вести́ перегово́ры — görüşmeler yapmak
вести́ перепи́ску — yazışmak
вести́ ого́нь — ateş etmek
вести́ приготовле́ния к чему-л. — bir şeye hazırlıklar yapmak
вести́ повседне́вную рабо́ту с ма́ссами — yığınlar arasında günlük çalışma yapmak / yürütmek
10) (протокол, дневник и т. п.) tutmak••вести́ мяч спорт. — top sürmek
вести́ жизнь, вести́ о́браз жи́зни — bir hayat sürmek
я к э́тому и веду́ (речь) — sözü oraya götürüyorum zaten
вести́ себя́ как... —... gibi davranmak
он вёл себя́ как шко́льник — okul öğrencisi gibi davrandı
-
9 всепогодный
в соч.всепого́дный истреби́тель-перехва́тчик — her hava önleme uçağı
-
10 высотный
в соч.высо́тный полёт — ав. (yüksek) irtifa uçuşu
высо́тный самолёт — ав. yüksek irtifa uçağı
-
11 гидросамолёт
-
12 готовить
hazırlamak; yetiştirmek,eğitmek; yemek pişirmek; tedarik etmek; tezgâhlamak,hazırlamak* * *1) hazırlamakгото́вить самолёт — uçağı hazırlamak
гото́вить уроки — ders(e) çalışmak
2) yetiştirmek, eğitmekгото́вить ка́дры — personel yetiştirmek
гото́вить кого-л. к экза́менам — birini sınava hazırlamak
3) ( стряпать) yemek pişirmekгото́вить за́втрак — kahvaltı hazırlamak
там хорошо́ гото́вят — oranın yemekleri iyidir
гото́вить дрова́ на́ зиму — kışlık odun tedarik etmek
5) tezgahlamak, hazırlamakгото́вить за́говор — bir komplo tezgahlamak
-
13 заправщик
-
14 наводить
1) (оружие, приборы) doğrultmak; tevcih etmekнаводи́ть самолёт на цель — uçağı hedefe yöneltmek
наводи́ть на ре́зкость — фото netlik ayarı yapmak
2) перен. vermek; salmakнаводи́ть тоску́ на кого-л. — birine kasvet vermek
наводи́ть страх / у́жас на кого-л. — birine korku / dehşet salmak / saçmak
3) перен. uyandırmakнавести́ кого-л. на размышле́ния о чём-л. — birine bir şeyi düşündürmek
э́то навело́ его́ на подозре́ние — bu onda şüphe uyandırdı
4) в соч.наводи́ть вре́менный мост — eğreti köprü kurmak
••наводи́ть мосты́ — köprüler kurmak
наводи́ть поря́док — düzene koymak / sokmak; düzen vermek; derleyip toplamak / toparlamak ( в помещении); kamu düzenini sağlamak ( общественный)
навести́ красоту́ (подкраситься) — разг. makyajını tazelemek
-
15 пассажирский
-
16 пикировщик
-
17 пилотировать
пилоти́ровать самолёт — uçağı yönetmek
-
18 поисковый
arama °поиско́вый самолёт — arama uçağı
-
19 противолодочный
воен.противоло́дочный кора́бль — denizaltı avcı gemisi, denizaltı avcısı
противоло́дочный ка́тер — avcı botu / hücumbotu
противоло́дочная оборо́на — denizaltı savunması
противоло́дочный самоле́т — denizaltısavar uçağı
противоло́дочная торпе́да — denizaltısavar torpili
-
20 радиус
м1) мат. yarıçap2) перен. siaра́диус де́йствия — hareket siası; uçuş siası ( самолёта)
бомбардиро́вщик сре́днего ра́диуса де́йствия — orta mesafe bomba uçağı
- 1
- 2
См. также в других словарях:
avcı uçağı — is., ask. Düşman uçaklarını düşürmek için kullanılan uçak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bombardıman uçağı — is., ask. Bombalama işinde kullanılan uçak … Çağatay Osmanlı Sözlük
deniz uçağı — is. Su üzerinden havalanabilecek ve uçuştan sonra yine su üzerine inebilecek biçimde düzenlenmiş hava taşıtı … Çağatay Osmanlı Sözlük
uçak — is., ğı Kanatlarının altına havanın yaptığı basınç yardımıyla yükselip ilerleyebilen motorlu hava taşıtı, tayyare Birleşik Sözler uçak alanı uçaksavar dolmuş uçak tepkili uçak avcı uçağı bombardıman uçağı … Çağatay Osmanlı Sözlük
Turkish Airlines Flight 1476 — Infobox Airliner accident name=Turkish Airlines Flight 1476 Crash Image caption= Date=October 3, 2006cite web url = http://www4.thy.com/deparr/flightExplanation.jsp;jsessionid=Fv1gDJdqqyVf12w0zMmbhGdNhR2wWZCJhYwtgcy3xpm6nktXWLJr!… … Wikipedia
avcı — is. 1) Avı kendine iş edinen kimse Avcı, elinde ipi silkeleyerek yavaş yavaş ağını çekiyordu. M. Ş. Esendal 2) Avcılara özgü şey Avcı çantası. Avcı giysisi. 3) sf. Başka hayvanları yakalamakta usta olan (hayvan) Avcı kuş. Avcı kedi. 4) mec. Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bombardıman — is., ask., Fr. bombardement 1) Topa tutma 2) ask. Bombalama Bombardımanlar asabıma dokunuyordu, sakin bir yere kaçmak istiyordum. R. H. Karay 3) mec. Etkili bir biçimde ve sık olarak gündeme getirme, duyurma Haber bombardımanı. Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
deniz — is. 1) Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi 2) Bu su kütlesinin belirli bir parçası Marmara Denizi. Karadeniz. 3) Aydaki düzlükler 4) mec. Geniş alan 5) mec. Çokluk, yoğunluk Birleşik Sözler deniz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kamikaze — is., ask., İng. kamikaze İkinci Dünya Savaşı yıllarında Japonların kullandığı intihar uçağı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kör uçuş — is. Uçağı karanlıkta veya sis içinde sadece uçuş aletlerini kullanarak yönetme … Çağatay Osmanlı Sözlük
motorlu — sf. Motorla çalışan Fethi Bey in çift kanatlı, tek motorlu uçağı ile uçuşunu izledik. N. Cumalı Birleşik Sözler motorlu taşıt motorlu tren çift motorlu … Çağatay Osmanlı Sözlük