tutuklu
1tutuklu — is., huk. Kanun yoluyla hürriyetlerinden alıkonularak bir yere kapatılan kimse, tutuk, mevkuf Girip çıkan resmîler, siviller, elleri bağlı ya da çözük tutuklular... Ç. Altan …
2tutuklu — 1. eğreti 2. saçı dağınık, birbirine girmiş …
3Sezen Aksu — (2009) Sezen Aksu (* 13. Juli 1954 in Sarayköy, Denizli als Fatma Sezen Yıldırım) ist eine bedeutende türkische Pop Sängerin und Komponistin. Ihr Beiname ist Minik Serçe (dt. Kleiner Spatz). I …
4Хронология антисемитизма — Часть серии статей об антисемитизме …
5Антисемитизм в Турции — Часть серии статей об антисемитизме …
6çalışma kampı — is. Herhangi bir suçtan tutuklu bulunan kimselerin, ceza süresi boyunca değişik amaçlı işlerde, toplu olarak çalıştırıldıkları yer …
7firar — is., Ar. firār 1) Kaçma, kurtulma Bu gidişe firar denilmez, kurtuluşa gidiyoruz. A. Gündüz 2) huk. Bir sanık, tutuklu veya hükümlünün gözcülerin elinden kurtulması Bu ikinci firar teşebbüsünden sonra, kendim de pişman oldum. R. N. Güntekin… …
8mevkuf — sf., esk., Ar. mevḳūf 1) Vakfedilmiş 2) huk. Tutuklu ... şirketin başlıca müdürleri orada mevkuf. A. İlhan …
9mevkufen — zf., esk., Ar. mevḳūfen Tutuklu olarak Muhittin Paşa mevkufen Sivas a getirilmiştir. Atatürk …
10özgür — sf. 1) Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, şarta bağlı olmayan, serbest, hür Muallim Naci den önceki çevirmenler de çok özgür bir çeviriden yanadırlar. S. Birsel 2) Yönetim bakımından yabancı bir gücün etkisi altında bulunmayan, başka bir… …
- 1
- 2