turkish lira

  • 31boyunduruk parası — is., hlk. Bir mahalleden veya köyden başka yere gelin götürülürken, kaynatanın, gelinin ayrıldığı yerin delikanlılarına verdiği bahşiş On lira boyunduruk parası ayırmışsınız, bizim hiç kahrımız yok mu?. M. Ş. Esendal …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 32bozmak — i, ar 1) Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor. 2) Bir yerin, bir şeyin düzenini karıştırmak Bir insanın aklını bozabilmesi için evvelce bu aklın mevcut olması lazım gelir. A. Ş.… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 33cirim — is., rmi, esk., Ar. cirm 1) Hacim Ateş olsa cirmi kadar yer yakar. 2) Miktar, tutar, bölüm Şunun şurasında alacağımız bir lira. Adam başına ne düşer ki? Hiç vermese ne olur yani? Aramızda cirmini paylaşırız gider. B. R. Eyuboğlu …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 34çalgıcı — is. Çalgı çalmayı kendine meslek edinmiş kimse Gelin oyuna kalktığı zaman, çalgıcılara bin lira verdi. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler çalgıcı böcek çalgıcı otu …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 35el emeği — is. 1) Elde yapılan iş 2) Bu çalışmanın karşılığı El emeği olarak bir milyon lira aldık. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller el emeği göz nuru …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 36ellilik — sf., ği 1) İçinde elli tane bulunan Ellilik paket. 2) Elli yaşında olan Ellilik bir kadının elinde kocaman bir çanta ile geldiğini gördük. R. N. Güntekin 3) is. Elli kuruş veya elli lira değerinde para Birleşik Sözler açık ellilik ağırellilik …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 37etmek — nsz, der 1) Bir işi yapmak Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu. H. Taner 2) İyi, kötü zarflarıyla birlikte davranmak İyi ettiniz de geldiniz. 3) i Bulmak, erişmek Hemşerileri gelir, kemençe gibi bir çalgıyla sabahı ederlerdi. R. H …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 38fon — is., ekon., Fr. fond 1) Belirli bir iş için gerektikçe harcanmak üzere ayrılıp işletilen para, kaynak Karşılıklı paralar fonundan beş yüz milyon lira Millî Savunma hizmetlerine tahsis edilmişti. A. İlhan 2) ekon. Bir kuruluşun mali kaynaklarının… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 39gecelik — is., ği 1) Yatakta giyilen giysi, gömlek Sabahleyin giyinmem, gecelikle dolaşırım. B. Felek 2) Bir gece için ödenen ücret Geceliği beş milyon lira olan oda. 3) sf. Geceye özgü olan, gece kullanılan Birleşik Sözler bir gecelik …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 40gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük