tombul
51apalak — sf., ğı Tombul, gürbüz, iri (bebek ve küçük çocuk) …
52apul apul — zf. Tombul çocuklar bacaklarını açarak (salına salına yürümek) Apul apul gidiyor …
53baron — is., Fr. baron Batı ülkelerinde vikont ile şövalye arasında soyluluk unvanı Tombul yanaklarıyla Türk ten çok bir Alman baronunu andırır. S. Birsel …
54bıllık bıllık — sf., ğı Çok tombul, etli butlu …
55boğmak — 1. is., ğı Boğum yeri 2. i, ar 1) Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak 3) Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru… …
56çakır pençelik — is., ği Tuttuğunu koparma, becerikli olma durumu Bu tombul imam, Abdülmecit devrinde çakır pençeliği ile meşhur bir adammış. R. N. Güntekin …
57çiçek bozuğu — sf. Çiçek hastalığından yüzü delik deşik olmuş, çopur ... kısa boylu, tombul, hafif çiçek bozuğu yüzlü, sevimli bir işçi kadın yanıma sokuldu. O. Kemal …
58elmacık kemiği — is., anat. Yüzün yanakla göz arasında bulunan, az çok çıkıntılı bölümü Badik Ahmet in elmacık kemikleri, fırlak, tombul yanakları kıpkırmızı oldu. Ö. Seyfettin …
59fıldır — sf. Çabuk, hızlı, telaşlı Kara yağız, az tombul, fıldır göz, son derece kanı sıcak biridir. S. Birsel …
60fındık yuvası — is. Tombul ellerin dış yüzünde, parmak diplerinde görülen çukurluklar …