tertibat
1tertibat — is., ç., Ar. tertībāt 1) Düzen, düzenleniş 2) Bir işin güçlüklerini karşılamak için yapılan ön hazırlıklar Şimdi yol tertibatını konuşamaz mıyız? diye sordu. H. E. Adıvar Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tertibat almak …
2tertibat almak — olacağı düşünülen sakıncalı bir duruma, harekete karşı hazırlık yapmak Yüz sandık cephaneyi Anadolu ya gönderebilmek için müzakere edip tertibat aldıklarını veya depolardan silah kaçırdıklarını söylüyorlardı. M. Ş. Esendal …
3tertîbât — (A.) [ تﺎﺒﻴﺕﺮﺕ ] düzenlemeler, düzenler …
4TERTİBÂT — (Tertib. C.) Düzen, düzenleme. * Karşılayıcı hazırlıklar …
5TERTİBÂT-I MUKADDEME — Başlangıçtaki sıralamalar, tertib ve düzenler …
6elektromekanik — is., ği, Fr. électromécanique Mekanik ögelerden oluşan ve bunların hareketiyle elektrikli unsurlara bağlı olarak uzakta bulunan aletlerin çalışmasını ve kontrolünü sağlayan tertibat …
7sistem — is., Fr. système 1) Düzen 2) Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni Servet, nasıl kazanılmış olursa olsun, onun kontrolüne girecek rejim ve sistem memleketi mahvedecektir. H. E. Adıvar 3) Yol, yöntem Eski bir sistem. 4) Bir aracı… …
8AMORTİSÖR — Fr. Otomobillerde veya diğer makinelerde sarsıntı, gürültü gibi şeyleri hafifletmeğe yarayan tertibat …
9HELYOSTAT — Yansıyan güneş ışınlarını, belli bir doğrultuya yöneltmeğe ve bu doğrultuda tutmaya yarayan bir ayna ile bir ayar sisteminden meydana gelen tertibat …
10KAMUFLAJ — Fr. Gizlenme, örtme. Aldatma gayesiyle yapılan tertibat. Daha ziyade harp zamanlarında araçlar ile insanların, bulundukları mekâna göre kılığa girmeleri …
- 1
- 2