tek
51tek tük — sf. 1) Az, seyrek Tek tük kuru ağaçların dallarında yeşillenmeye yeltenen bir bahar seziliyor. H. E. Adıvar 2) zf. Az, seyrek olarak Arada tek tük gelenlerin çoğu kapıdan bakıp oturmadan geri dönüyorlardı. N. Cumalı …
52tek yanlı — sf. Tek taraflı Tek yanlı düşünme gerçekleri görmeye engeldir …
53tek bir — 1) olumlu cümlelerde, yalnız bir Tek bir kişi var. 2) olumsuz cümlelerde, hiçbir Tek bir kişi yok …
54tek me foot een me han' — Gullah Words tek him foot een e han Took my foot in my hand, took his or her foot or their feet in his, her, or their hand or handsmeaning hastened, hurried, speeded up …
55tek adam — is. 1) Teklik özelliğini gösteren kimse 2) Lider Birleşik Sözler tek adam gösterisi …
56tek anlamlı — sf., db. Tek anlamı olan (kelime veya kavram) …
57tek anlamlılık — is., ğı Tek anlamlı olma durumu …
58tek başına — zf. Kendi kendine, yalnız olarak Kimse yüz vermezse tek başına oturur, hayırsever bir tanıdık beklerdi. Ç. Altan …
59tek çenekli — sf., bit. b. Tek çeneği olan …
60tek çeneklilik — is., ği Tek çenekli olma durumu …