tavassut
1tavassut — is., esk., Ar. tavassuṭ Aracılık, ara bulma, aracılık etme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tavassut etmek …
2tavassut — (A.) [ ﻂﺱﻮﺕ ] aracılık. ♦ tavassut etmek aracılık etmek, aracı olmak …
3TAVASSUT — Ara bulma için araya girmek. Aracılık. Vasıtalık. * İyi ile kötü arasında mu tedil olanını almak …
4tavassut — aracılık; ara bulma; aracı olma …
5tavassut etmek — aracılık etmek …
6aracılık — is., ğı Aracının gördüğü iş, tavassut, vasıta Mustafa Kemal, Ali Fuat ın aracılığını iyi karşılamamıştı. F. R. Atay Birleşik Sözler borsa aracılığı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller aracılık etmek …
7aracılık etmek — bir işin çözümünde araya girerek yardım etmek, tavassut etmek …
8KAZİYE-İ BEDİHİYYE — Man: Delil ile isbata muhtaç olmaksızın, aklın cezmen hüküm ve tasdik eylediği hüküm. Bu iki kısma ayrılır:1 Kaziye i bedihiyye i akliyye: Aklın hârice danışmayarak ve havassın (hislerin) tavassut ve yardımına muhtaç olmayarak tasdik eylediği… …
9MA'RİFET — Bilme, bir şeyi cüz i vecihle bilmek. * Hüner. Üstadlık. San at. * Tuhaflık, garib hareket. * Vasıta, tavassut. * İlim ve fenlerle tahsil olunan mâlumat. İrfan kazanmak. (Bak: İrfân …
10MUTAVASSITÎN — (Mutavassıt. C.) Aracılar, tavassut edenler, vasıta olanlar. * Orta hâlliler …