taklit
51telaffuz — is., db., Ar. telaffuẓ 1) Söyleyiş Bir bebek telaffuzunu taklit etmediğiniz eksik. R. N. Güntekin 2) Boğumlanma Birleşik Sözler telaffuz cihazı telaffuz organı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller telaffuz edilmek telaffuz etmek …
52vakvaklamak — nsz Ördek vak vak diye ses çıkararak bağırmak Küstah gencin sesini taklit ederek tıpkı bir ördek gibi vakvakladı. Ö. Seyfettin …
53vizonet — is., Fr. visonette Taklit vizon Parmağında zümrüt yüzüğü, üstünde vizonet kürküyle otururken kimselere, hiçbir yere değmemeye çalışan bir iş adamı karısı. T. Uyar …
54yüz yazmak — 1) makyaj yapmak 2) hlk. köy seyirlik oyunlarında taklit edilen kişinin özelliklerini belirtecek biçimde yüz boyamak, maske yapmak …
55HISTORY bibliography — General ■ Abun Nasr, Jamil M. History of the Maghrib. 2nd rev. ed. Cambridge: Cambridge University Press, 1975. ■ Ajayi, J. F. A, and Michael Crowder. History of West Africa. 2 vols. London: Longman Group, 1971, 1974. ■ Akkache, A. Tacfarinas.… …
56Tacheles — • Tacheles Tacheles reden »unverblümt seine Meinung sagen« »Tacheles« ist aus jidd. tachles »Zweck, zweckmäßiges Handeln« (< hebr. taklît) entlehnt. Die Wendung bedeutete ursprünglich also etwa »Zweckmäßiges reden; zur Sache kommen« …
57taklîd — (A.) [ ﺪﻴﻠﻘﺕ ] 1. taklit, öykünme. 2. sahte …
58taklîden — (A.) [ اﺪﻴﻠﻘﺕ ] öykünerek, taklit ederek …
59EKOLALİ — yun. Psk: Sesleri taklit etme, yansıtma. Çocuk dünyaya geldiği zaman çevresinde konuşulan dilin seslerini çıkaramaz. Kendine mahsus sesleri çıkarır. Çevrede konuşulan dilleri dinleye dinleye çevredeki sesleri taklid etmeye başlar, bu taklid… …
60HEY'ATIN FELETÂTI — Birini taklit eden kimsenin taklitçiliğini gösterip ilân eden sürçmeleri, falsoları. Kemalât ı ruhiye veya mükemmelliğin iktizası olan umum ahvaldeki fıtrîlik ve müvazeneyi o seviyede olmayanın sun î taklitteki gayr ı fıtrîliği …