taki
61takı — is. 1) Çoğunlukla evlenen veya nişanlanan birine armağan olarak verilen küpe, bilezik, yüzük, zincir gibi şeylerin tümü 2) Kadınların ziynet eşyası 3) dbl. Adın başka bir kelime ile ilgi kurmak üzere aldığı durum eki Türkçede i, e, de, den, in… …
62taki że ha — Wspaniały; doskonały; znakomity Eng. Excellent; wonderful; extremely good …
63taki że ho-ho — Wspaniały; doskonały; znakomity. Eng. Excellent; wonderful; extremely good …
64takı — dahi, yine, hem …
65takı — dahi. I, 73, 274, 412, 456, 468, 494; I I, 110, 118, 177, 195, 263, 335, 356; III, 188, 226, 278, 378, 398 …
66TAKİ — Kendini koruyan, saklayan. * Takvalı kimse. Günahtan çekinen …
67takı — düğünlerde misafirlerin gelin ve damada taktıkları ve sergilenen hediyeler …
68Rentaro Taki — Taki Rentarō (jap. 滝 廉太郎; * 24. August 1879 in Tokio; † 29. Juni 1903 in Ōita) war ein japanischer Komponist. Nach seinem Studienabschluss an der Tokioter Musikschule (heute: Tokyo National University of Fine Arts and Music) …
69Rentarō Taki — Taki Rentarō (jap. 滝 廉太郎; * 24. August 1879 in Tokio; † 29. Juni 1903 in Ōita) war ein japanischer Komponist. Nach seinem Studienabschluss an der Tokioter Musikschule (heute: Tokyo National University of Fine Arts and Music) …
70Taki-Taki — /tah kee tah kee/, n. Sranan. * * * …