taşırmak
1taşırmak — i Taşmasına yol açmak Kınanın akşamdan yoğrulup ellere ve ayaklara taşırmadan, çizgileri aşmadan sürülmesi lazımdır. R. H. Karay Birleşik Sözler aşırı taşırı …
2taşırmak — tafirmak I, 521 …
3bardağı taşırmak — sabrını tüketmek Son davranışı bardağı taşırmaya yetti …
4taşurmak — taşırmak, II, 78 …
5bardak — is., ğı 1) Su vb. şeyleri içmek için kullanılan, genellikle camdan yapılan kap Elim titredi, bardağı dudağımda güç tuttum. F. R. Atay 2) sf. Bu kabın alacağı miktarda olan Bana sadece bir büyük bardak çay getirdiler. R. N. Güntekin 3) Boduç,… …
6çatlatmak — i 1) Çatlak duruma getirmek Elindeki ustura ile çatlatacağı bu canlı yemişe baktı. Ö. Seyfettin 2) Çatlamasına yol açmak Duvarları, tavanı çatlatacak kadar şiddetli olan ve birdenbire kulağa saldıran bu ses dalgası kimsenin kulağını incitmedi. H …
7taşırma — is. Taşırmak işi …
8taşırğanmak — hayvan tırnağı eşindürüp kenarından sürtmek, taşırmak …