türedi

  • 1türedi — sf. 1) Kendisinden umulmayan bir biçimde sivrilmiş ve hakkı olmayan bir duruma gelmiş (kimse), yerden bitme, zıpçıktı Attığı temeller üzerine ancak bir sonradan görme türedi evi kurulabilirdi. M. Ş. Esendal 2) Nereden geldiği, nasıl ortaya… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 2Levofloxacin — Systematic (IUPAC) name (S) 7 fluoro 6 (4 methylpiperazin 1 yl) 10 oxo 4 thia 1 azatricyclo[7.3.1.05,13] trideca 5(13),6,8,11 tetraene 11 carboxylic acid …

    Wikipedia

  • 3adi — sf., Ar. ˁādī 1) Değersiz, kötü, sıradan, hiçbir özelliği olmayan Sonra redingot devri geldi ve redingot içinden yarı uşak, yarı kapı kulu, riyakâr, adi bir nesil türedi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) mec. Aşağılık, bayağı, alçak Bunlar çok adi ve fena… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 4çapulculuk — is., ğu Çapulcunun yaptığı iş veya davranış Birçok geçit yerlerinde eşkıyalık, yol yağmacılığı, çapulculuk türedi. A. Gündüz …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 5çıtırbom — sf. Türedi, ehliyetsiz Seksenli yılların çıtırbom yayıncıları, ne türden bir kültürsüzleştirmeye hizmet ettiklerini acaba biliyorlar mı? A. İlhan …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 6kapı kulu — is., tar. Osmanlılarda, devletten ödenek alan, sürekli görev yapan atlı ve yaya askerlerden oluşan teşkilat Sonra redingot devri geldi ve redingot içinden yarı uşak, yarı kapı kulu, riyakâr, adi bir nesil türedi. Y. K. Karaosmanoğlu …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 7kökten sürme — sf. Niteliğini soydan almış, türedi olmayan, soylu …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 8sonradan görme — is. Sonradan görmüş Hayri nin attığı temeller üzerine ancak bir sonradan görme türedi evi kurulabilirdi. M. Ş. Esendal Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sonradan görme, gâvurdan dönme …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 9veraset — is., biy., Ar. verāṣet 1) Kalıtım 2) huk. Mirasta hak sahibi olma Hatta türedi ortaklar da çıkacak, veraset bile düzülecek, soy sop iddialarına girilecekti. T. Buğra Birleşik Sözler veraset ilamı veraset ve intikal vergisi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 10yerden bitme — sf. 1) Kısa boylu, yerden yapma 2) Türedi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük