su püskürtmek
1püskürtmek — i 1) Püskürme işini yaptırmak 2) Hızla ve savurtarak çıkarmak 3) Fışkırtmak 4) mec. Geri dönmek zorunda bırakmak Düşmanı hem de kanadı kırık hâlimizle, hangi güçle geri püskürttük? H. Taner …
2boya tabancası — is. Sıvı boyayı püskürtmek için kullanılan alet …
3fısfıs — is., hlk. Koku, ilaç vb. sıvıları püskürtmek için kullanılan araç …
4fısfıslamak — i, hlk. Koku, ilaç vb. sıvıları püskürtmek …
5flitlemek — i Flit vb. kullanarak bir yere ilaç püskürtmek …
6ilaçlamak — i 1) İlaç sürmek 2) Mikroplardan arındırmak, zararlı böceklerden korunmak amacıyla ilaç püskürtmek veya sıkmak Ekici borç harç ilaçlayacaktı tarlasını. N. Cumalı …
7klorlamak — i, kim. 1) Mikroplardan arındırmak amacıyla suya düşük oranda klor katmak 2) Özellikle yünlü kumaşlara, ipliklere parlaklık vermek için klor gazına tutmak 3) Savaşta insanlara, hayvanlara ve bitkilere zararlı olması, öldürmesi için klor… …
8püskürtme — is. 1) Püskürtmek işi 2) Sulu boya püskürterek çeşitli tonlarda yüzeyler elde etme tekniği veya bu teknikle yapılmış resim 3) sf. Püskürtülerek yapılmış Püskürtme sıva. 4) sf. Sıçramış, fırlamış Kızın ipek çorapları püskürtme çamur içinde… …
9sıkmak — i, ar 1) Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak Yalnız kalan kadın titriyor, hıçkırarak kucağındaki yavrusunu sıkıyor. Ö. Seyfettin 2) Bir şeyin suyunu, yağını, sıvı kısmını basınçla çıkarıp akıtmak Limon sıkmak.… …
10töskürtmek — i, hlk. 1) Hayvanı geri geri yürütmek 2) Düşmanı püskürtmek …
- 1
- 2