-
1 спрашивать
несов.; сов. - спроси́ть1) sormakспроси́ть фами́лию / и́мя — adını sormak
спроси́, кото́рый час — saat kaç olduğunu sor
тебя́ не спра́шивают! — sana söz düşmez!
2) ( вызывать учащегося) kaldırmak3) ( просить) istemekспра́шивать у кого-л. разреше́ния — birinden izin istemek
спра́шивать у кого-л. сове́та — birine akıl danışmak
4) ( разыскивать) aramakтебя́ спра́шивали по телефо́ну — seni telefonda aradılar
меня́ никто́ не спра́шивал? — beni arayan olmadı mı?
5) разг. (требовать какую-л. плату) istemekон спроси́л с нас сто рубле́й — bizden yüz ruble istedi
6) разг. ( требовать ответственности) sormakс тебя́ и за э́то спро́сят — senden bunu da soracaklar
-
2 осведомляться
-
3 справляться
несов.; сов. - спра́виться1) başarmak, becermek, üstesinden gelmekон не справля́ется со свои́ми обя́занностями — görevini yapamıyor
с э́той зада́чей ему́ не спра́виться — bu görevin üstesinden gelemez
он справля́ется с любы́м де́лом — her işi başarmaktadır
спра́виться с тру́дностями — güçlüklerin üstesinden gelmek
2) yenmek; baş edebilmek, basa çıkmakспра́виться с сопе́рником / проти́вником — rakibini yenmek
с э́тим ребёнком мне не спра́виться — bu çocukla baş edemem / başa çıkamam
спра́виться с боле́знью — hastalığını yenmek
3) sormakсправля́ться о здоро́вье больно́го — hastanın durumunu sormak
4) bakmakсправля́ться в словаре́ — sözlüğe bakmak
-
4 думаться
sanılmak; (gibi) gelmek ( казаться)мне, ду́мается, мы впра́ве спроси́ть за э́то — sanırım bunun hesabını sormak hakkımız
-
5 задавать
vermek* * *несов.; сов. - зада́ть, врззадава́ть уро́ки (на́ дом) — ödev vermek
задава́ть корм — yem vermek
задава́ть пир — mükellef bir ziyafet vermek
••задава́ть вопро́с — bir soru sormak
зада́ть стра́ху кому-л. — birinin ödünü koparmak
ну и за́дал он мне рабо́ты! — beni öyle bir uğraştırdı ki!
я тебе́ зада́м! — gösteririm sana!
-
6 задаваться
несов.; сов. - зада́ться, в соч.зада́ться вопро́сом... —... sorusunu kendi kendine sormak
-
7 запрашивать
bilgi istemek; fahiş fiyat istemek* * *несов.; сов. - запроси́ть1) ( осведомляться) bilgi istemekзапроси́ть мне́ние кого-л. — birinin fikrini sormak; görüşünü almak
2) ( цену) (aşırı fiyat) istemekзапра́шивать вдво́е — (fiyatının) iki mislini istemek
-
8 контрольный
-
9 ответ
cevap* * *м1) врз karşılık; yanıt; cevap (-bı)дать отве́т на вопро́с — soruyu yanıtlamak / cevaplandırmak
вопро́с, тре́бующий отве́та — yanıtlanması gereken soru
его́ любо́вь оста́лась без отве́та — aşkı karşılık görmedi
2) ( результат решения задачи) çözüm3) ( ответственность) sorumпривле́чь кого-л. к отве́ту — hesaba çekmek
потре́бовать отве́та с кого-л. — hesap sormak
за э́то ты в отве́те — bunun sorumlusu sensin; bu senden sorulur
••в отве́т на что-л. — bir şeye karşılık olarak; cevaben
от него́ ни отве́та, ни приве́та — ondan ses seda yok
-
10 отчёт
м1) raporполити́ческий отчёт съе́зду — kongreye sunulan politik rapor
отчёт о рабо́те организа́ции — örgütün faaliyet raporu
2) hesapдержа́ть отчёт перед наро́дом — halk önünde hesap vermek
тре́бовать отчёта — hesap sormak
••отдава́ть себе́ отчёт в чем-л. — bir şeyin bilincinde olmak, bir şeyi idrak etmek
-
11 переспрашивать
несов.; сов. - переспроси́тьbir daha / tekrar sormak; tekrar etmesini rica etmek ( просить повторить) -
12 прицениваться
несов.; сов. - прицени́ться -
13 требовать отчёта
hesap sormak
См. также в других словарях:
sormak — emmek, sormak I, 16; II, 70; III, 181 (sorgu) sormak, aramak. III, 181 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sormak — 1. i, ar, hlk. Dudakları uzatıp soluğu kuvvetle çekerek emmek 2. i, e, den, ar 1) Birine soru yönelterek herhangi bir konuda bilgi istemek, sual etmek Hastanenin nöbetçi doktoru yok mu? diye soruyorum. R. N. Güntekin 2) Bir işin sorumluluğu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sormak — emmek, ağızla çekmek, bir şeyi öğrenmek için danışmak … Beypazari ağzindan sözcükler
sormak ayıp olmasın — sorulması teklifsizlik sayılan bir şeyi sormadan önce özür dilemek için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
arayıp sormak — 1) (birini) biri hakkında haber sormak 2) (birini) birinin ziyaretine giderek ona karşı ilgi göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatır sormak — hâl hatır sormak Önce karşılıklı hatır sormakla başlayan konuşmaların ardından, tarlaların durumuna geçti. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatırını sormak — hâl hatır sormak Yakın tanıdık beylerden yanına gelenler, hatırını soranlar da oluyordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
soru sormak — bir konu hakkında bilgi edinmek üzere soru yöneltmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ıcığını cıcığını sormak — bir kimsenin soyunu sopunu, huyunu suyunu iyice öğrenmek için araştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hâl hatır sormak — bir kimseye nasılsınız, ne durumdasınız anlamında nezaket sorusu yöneltmek Karşılıklı oturdular, hâl ve hatır sordular, sonra sustular. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
keyif sormak — 1) birine iyi misiniz, nasılsınız sorularını yönelterek sağlığı hakkında bilgi almak 2) saygı göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük