sokulmak
1sokulmak — nsz, e 1) Sokma işine konu olmak 2) Girmek Yorganın altına sokulmak. 3) Yanaşmak, yaklaşmak Bazen de dayanamaz, yanına sokulur, saçlarını okşardı. T. Buğra …
2sokulmak — bir şeyin içine sokulmak; dövülerek inceltilmek II, 125 …
3burnunun dibine sokulmak — çok yaklaşmak, iyice yaklaşmak …
4kakılmak sokulmak — itilip kakılmak II, 135 …
5kikrülmek — sokulmak, II, 237 …
6soklunmak — sokulmak II, 247 …
7burun — is., rnu, anat. 1) Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı 2) Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum. H. Taner 3) mec. Kibir,… …
8elmaslı — sf. Elmas takmış olan Zenginliğe doğru kendimde bir yakınlaşma duyar, elmaslı, kürklü kadınlara sokulmak isterdim. R. H. Karay …
9sokulma — is. Sokulmak işi …
10sokuşmak — e 1) Dar bir yere sokulmak 2) Usulcacık araya girmek …