sokulmak
11tertiplenmek — nsz 1) Sıraya konulmak, düzene sokulmak 2) Düzenlenmek, hazırlanmak …
12vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… …
13aborda etmek — 1) gemi yanlamasına yanaşmak Gemi rıhtıma aborda etmişti. 2) argo bir kimseye veya bir şeye sokulmak, yanaşmak, yaslanmak …
14yaltaklık etmek — yaltaklanmak O iri, endamlı, dökme kehribar vücudunda öyle bir sokulmak, sürtünmek, bir kedi gibi mırıldana mırıldana yaltaklık etmek istidadı göze çarpardı ki işte bu hâl kasaba çapkınlarının uykularını kaçırır, akıllarını alırdı. R. H. Karay …
15zokayı yutmak — argo aldatılıp zarara sokulmak …
16rayına girmek — bir iş, bir girişim düzene sokulmak, iyi bir duruma getirilmek …
17burnuna girmek — (birinin) birine çok sokulmak …
18ağzının içine girmek — 1) (bir kimse) çok yanaşmak, iyice sokulmak 2) (bir kimse) hayranlıkla, büyük bir zevkle seyredip dinlemek …
19idhâl edilmek — 1. içeri alınmak, sokulmak. 2. dışalım yapılmak …
20tivramak — dikmek, batmak, sokulmak …