sinirlendirmek
1sinirlendirmek — i Sinirlenmesine sebep olmak Aklıma gelince sinirlendiriyor, hasta ediyor. N. Ataç …
2zıddına basmak (veya gitmek) — sinirlendirmek, sinirini bozmak Niçin babanın zıddına basıyorsun evladım, seni hiç incitmemiş bir baba, bir gün bir fiske vurmadı, bir dediğin iki olmuyor. H. E. Adıvar Yalnız akrep kuyruğu gibi bükülmüş pomatlı ibrişim bıyıklar zıddıma gidiyor.… …
3cinlendirmek — i Hafifçe kızdırmak, sinirlendirmek Çok koşuşturuyorum, az yazıyorum diye kızardı, bir şeylere kızar beni de cinlendirirdi. N. Meriç …
4germek — i, er 1) Bir şeyin uçlarından veya kenarlarından çekerek gergin duruma getirmek Yayı daha germe / Kıracaksın. B. Necatigil 2) i, e Gergin bir şeyle örtmek 3) Kol, bacak, uzatmak 4) mec. Gergin duruma getirmek, gerginlik yaratmak, sinirlendirmek …
5irite — is., Fr. irrité Sinirlendirmek ve tıp alanında tahriş etmek anlamında irite etmek birleşik fiilinde kullanılan bir söz …
6kızdırmak — i 1) Kızmasına neden olmak, kızmasını sağlamak 2) Isıtmak 3) mec. Öfkelenmesine neden olmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek Onları kızdıracak bir kötülük mü yaptın? H. R. Gürpınar …
7sinirlendirme — is. Sinirlendirmek işi …
8illet etmek — 1) sinirlendirmek, kızdırmak 2) sakatlamak …
9komalık etmek — 1) (birini) döverek kıpırdamayacak duruma getirmek 2) mec. (birini) çok sinirlendirmek …
10sinir küpüne çevirmek — aşırı derecede sinirlendirmek …
- 1
- 2