sessiz

  • 81bilhassa — zf., Ar. bi l ḫāṣṣa Özellikle Koyu yeşil çuhalı uzun masanın başında sessiz, üzüntüden, heyecan ve bilhassa uykusuzluktan bitkin. N. S. Örik …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 82biriktirmek — i 1) Toplayıp yığmak 2) Bir şeyi ölçülü kullanarak artırmak, tasarruf etmek Zehra aldığı bütün paraları biriktiren, iyi kalpli, sessiz bir kızdı. S. F. Abasıyanık 3) Öğrenme, yarar sağlama vb. sebeplerle bazı nesneleri bir araya getirmek,… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 83dağdağasız — sf. Gürültüsüz, patırtısız, sessiz ve sakin …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 84dert — is., di, Far. derd 1) Üzüntü Gündüz ya bir yere sokulup uyur ya sessiz sedasız sokaklarda dolaşır. Fakat akşam oldu mu derdi teper. H. E. Adıvar 2) Hastalık Hastayım derdime verem diyorlar. F. N. Çamlıbel 3) Ağrı 4) mec. Sorun, kaygı Ne var ki… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 85dilsiz — sf. 1) Konuşma engelli, konuşamayan, ahraz 2) mec. Ses çıkarmayan, sessiz olan (kimse) Birleşik Sözler sağır dilsiz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller dilsizin dilinden anası anlar …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 86durgun — sf. 1) Sakin Deniz masmavi, hava durgun, her taraf ılıktı. R. H. Karay 2) mec. Neşesiz, keyifsiz, sessiz Öteki durgun bir Anadolu köylüsü idi. F. R. Atay 3) mec. Canlı olmayan, sönük, hareketsiz Harp hemen tesirini gösterdi. Piyasa durgun. Ö.… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 87düzlem — sf. 1) Üzerinde girinti ve çıkıntı olmayan, düz, yassı 2) is., mat. Üzerine, kesişen iki doğrunun her noktasının dokunması gereken yüzey, müstevi 3) is., mec. Ortam Böyle bir anlaşma var, hem ulusal hem uluslararası düzlemde sessiz bir anlaşma. T …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 88engin — 1. sf., hlk. 1) Değer ve fiyatı düşük olan Engin mal. 2) Yüksekte olmayan, alçak (yer), ingin, münhat Engin olur bizim elin ovası / Yüksek olur yaylaların havası. Halk türküsü Birleşik Sözler engin gönüllü 2. sf. 1) Ucu bucağı görünmeyecek kadar… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 89film — is., Fr. film 1) Fotoğrafçılıkta, radyografide ve sinemacılıkta resim çekmek için kullanılan, selülozdan, saydam, bükülebilir şerit 2) sin. Bir oyunun bütününü taşıyan şerit veya şeritlerin bütünü 3) sin. Sinemalarda gösterilen eser 4) Camlara… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 90hareketsiz — sf. Hareket etmeyen, yerinden kımıldamayan, durgun, durağan Başını kaldırmaksızın hep aynı durumda sessiz ve hareketsiz. Y. K. Karaosmanoğlu …

    Çağatay Osmanlı Sözlük