sessiz

  • 111sakinleştirmek — i Sakinleşmesini sağlamak, sessiz, dingin bir duruma getirmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 112sakit — esk., Ar. sākit Susmuş, sessiz Nazmiye Hanım hülyaları içinde sakit, uysal ve gevşek adımlarla yürüyordu. P. Safa Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sakit kalmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 113sedasız — sf., dbl., esk. Ötümsüz Görürsünüz ki cetlerimizin ağzından çıkmamış sedalı ve sedasız harfler bizim her an ağzımızdan çıkıyor. Y. K. Beyatlı Birleşik Sözler sedasız ünsüz sessiz sedasız …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 114sessizlik — is., ği 1) Sessiz olma durumu 2) Ortalıkta gürültü olmama durumu, sükût Bilmez yalnız yaşayanlar / Nasıl korku verir sessizlik insana. O. V. Kanık Birleşik Sözler ölüm sessizliği Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sessizliğe gömülmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 115sinsi — sf. 1) Gizli ve kurnazca kötülük yapan Bu kadın ne kadar inatçı, sinsi bir kadın! M. Ş. Esendal 2) Gizlilik ve kurnazlık belirten Beklenilmeyen, sessiz, sinsi bir giriş. R. H. Karay 3) Gizlice başlayan, yavaş gelişen ve ağır sonuçlar doğurabilen… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 116sur dinlemek — i Sesini kesmek, sessiz hâle getirmek Ölüm, bir zamanların bu acar röportajcısını susturmadan önce, mihnet onu çoktan sur dinlemişti. H. Taner …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 117sütun — is., mim., Far. sutūn 1) Herhangi bir maddeden yapılan, zaman zaman üstünde çıkıntılı bir bölüm olan, genellikle bir altlığa, bazen doğrudan doğruya yere dayalı silindir biçiminde düşey destek, kolon Terasın mermer sütunlarından birine dayanmış,… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 118süzülmek — nsz 1) Süzme işine konu olmak Bal süzüldü. 2) Akmak Gözlerimden yaşlar süzüldü. 3) Kuş kanatları gerili olarak görünür bir hareket yapmadan havada ilerlemek Kuş, gene havada süzülüp daireler çiziyor. M. Ş. Esendal 4) mec. Sessizce ve görünür bir… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 119tam kafiye — is., ed. Dize sonundaki kelimelerin son harfleri arasında bir sesli bir sessiz harf benzeşmesinden oluşan uyak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 120tek — 1. sf. 1) Eşi olmayan, biricik, yegâne Hamit, biliyorsunuz edebiyatımızın tek dâhisidir. Y. Z. Ortaç 2) is. Birbirini tamamlayan veya aynı türden olan nesnelerden her biri Dirseği hafifçe dizime dokunuyor ve bir saçı, bir tek tel saçı kaşının… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük