sessiz

  • 101kuytuluk — is., ğu 1) Kuytu olma durumu Mehtapta, çardak altlarının gemi tentesi gibi beyazımsı bir kuytuluğu var. R. H. Karay 2) Kuytu, sessiz yer …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 102lakırtısı az — sf. Sessiz, az konuşan, durgun (kimse) Rıza, sağ olsun, lakırtısı az bir oğlandı. H. Taner …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 103mazlum — sf., Ar. maẓlūm 1) Zulüm görmüş, kendisine zulmedilmiş Millî Mücadele, mazlum bir milletin kaynayan benliğinden taşmıştır. A. Gündüz 2) Haksızlığa uğramış 3) mec. Sessiz ve uysal, boynu bükük Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller mazlumun ahı yerde… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 104mışıl mışıl — zf. Rahat, sessiz ve derin soluk alarak uyumak anlamındaki mışıl mışıl uyumak deyiminde geçen bir söz Yusuf oda kapısından adımını atar atmaz, saatlerden beri mışıl mışıl uyuyan Zehra birdenbire haykıra haykıra uyanır. P. Safa …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 105odsuz ocaksız — sf. Çok yoksul, aç ve barınaksız Köysüz, odsuz ocaksız, sessiz yollarda birdenbire insanlar peyda oluyordu. S. F. Abasıyanık …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 106okuma — is. Okumak işi, kıraat Okuması vardı, yazması azdı. B. Felek Birleşik Sözler okuma bayramı okuma kitabı okuma saati okuma vakti okuma yazma okuma yitimi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 107öz su — is., yu, biy. 1) Bitki ve hayvan dokularında bulunan sıvı, usare Her yan öyle sessiz ki insan kulak kesilse dallara, yaprak uçlarına yürüyen öz suyun fısıltısını işitecek! A. İlhan 2) Salgı ile oluşan ve içinde enzimler bulunan organik sıvı Mide… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 108pasif — sf., fel., Fr. passif 1) Edilgin Yalnız müdafaa hâlinde ve pasif bir mücadeleyi sevdiğini zannettim. P. Safa 2) Çekingen, durgun Dolmabahçe, bir sis bulutu gibi silik, sessiz ve pasif, âdeta varlığından utanır gibi uzanmaktadır. H. Taner 3) dbl.… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 109protokolcü — is. 1) Protokol işleriyle uğraşan kimse 2) mec. Kurallara sıkı sıkıya bağlı olan kimse Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu. F. R. Atay …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 110sakin — sf., Ar. sākin 1) Hareket etmeyen, kımıldamayan 2) Durgun, dingin 3) Sessiz Dinlenmek için otelimizden daha sakinini bulacağınızı ummam. S. F. Abasıyanık 4) Kimseyi rahatsız etmeyen, kızgınlık göstermeyen 5) Huysuzluğu, rahatsızlığı azalmış veya… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük