sert
121ELEDD — Sert çarpışan kimse. Metin. * Hakkı kabul etmeyen, inatçı adam …
122HAZREC — Sert rüzgâr. * Güney rüzgârı …
123NOBRAN — Sert mizaçlı, inatçı, nâzik olmayan …
124SULB — Sert, katı. Taş gibi olan. * Omurga kemiği. * Sülâle, zürriyet …
125SİCCİN — Sert, şiddetli olan şey. * Dâim olan. * Fâsık ve fâcirlerin amel defterlerinin konulduğu yer. * Cehennemde bir vâdi nin adı. Fâcirlerin ruhunun gittiği yer …
126ÇETİN — Sert. * İnatçı, dik başlı. * Zor, güç …
127ŞEDİD(E) — Sert, sıkı, şiddetli. * Musibet, belâ. * Tecvidde: Rahve harflerinin zıddı olan, sükûn ile harf söylendiğinde sesin akmaması hali …
128servir — [ sɛrvir ] v. tr. <conjug. : 14> • Xe; lat. servire « être esclave, être soumis, dévoué à » I ♦ V. tr. dir. A ♦ (Compl. personne) 1 ♦ S acquitter de certaines obligations ou de certaines tâches envers (qqn auquel on obéit, une collectivité) …