-
1 наматывать
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > наматывать
-
2 намотать
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > намотать
-
3 обмотать
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > обмотать
-
4 сматывать
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > сматывать
-
5 завёртывать
-
6 заматывать
sarmak,dolamak; yıpratmak,halsiz düşürmek* * *несов.; сов. - замота́ть1) sarmak; dolamakзама́тывать что-л. в клубо́к — yumaklamak; sarmak
2) разг. ( утомлять) yıpratmak; halsiz düşürmek -
7 увивать
-
8 укутывать
-
9 охватывать
несов.; сов. - охвати́ть1) sarmakохвати́ть рука́ми поду́шку — yastığı kollarıyla sarmak
2) воен. (kanadını) kuşatmak3) врз sarmak; kaplamakпла́мя охвати́ло зда́ние — alevler yapıyı sardı
се́рдце её охвати́ла ра́дость — yüreğini sevinç kapladı
его́ охвати́л страх — içinin korku kapladı, onu bir korkudur aldı
4) yayılmakдвиже́ние охвати́ло широ́кие наро́дные ма́ссы — hareket geniş halk kitlelerine yayıldı
забасто́вка охвати́ла не́сколько отрасле́й промы́шленности — grev, birkaç sanayi dalını kapladı
5) тк. несов. içine almak, kapsamakэ́тот пери́од охва́тывает сле́дующие го́ды — bu dönem şu yılları kapsar
6) teşmil etmekохвати́ть всех соцсоревнова́нием — herkesin sosyalist yarışmaya katılmasını sağlamak
-
10 заинтересоваться
ilgi göstermek,ilgilenmek,meraklanmak,merak sarmak* * *сов.ilgi göstermek; ilgilenmek; meraklanmak; merak sarmak (почувствовать интерес к чему-л.) -
11 закутывать
bürümek,sarmak* * *несов.; сов. - заку́татьbürümek; sarmak; pek kalın giydirmek -
12 заплетать
-
13 накладывать
1) koymak; doldurmakнакла́дывать в пе́чку у́гля́ — sobaya kömür koymak
наложи́ть запре́т на что-л. — bir şeye yasak koymak; bir şeyi yasaklamak
2) мед. sarmakнакла́дывать повя́зку на́ руку — kolu sargı ile sarmak
накла́дывать гипс на́ ногу — ayağı alçıya almak
накла́дывать шов — dikiş yapılmak
-
14 наматывать
несов.; сов. - намота́тьsarmak; dolamakнамота́ть верёвку на́ руку — ipi eline sarmak
-
15 обматываться
несов.; сов. - обмота́ться( kendi üstüne) sarmakобма́тываться ша́рфом — boynuna eşarp sarmak / dolamak
-
16 увлекаться
merak sarmak; düşkün olmak; gönlünü kaptırmak* * *несов.; сов. - увле́чься1) meraklı olmak; merak sarmak; düşkün olmak; düşmekон о́чень увлека́ется жи́вописью — resime çok meraklıdır
он увлёкся литерату́рой — edebiyata merak sardı
он стра́шно увлека́лся футбо́лом — futbol delisiydi
ты сли́шком увлёкся футбо́лом — futbola fazla düştün
он увлёкся кни́гой — kitabın cazibesine kapıldı, kitaba daldı
он увлека́ется спиртны́м — içkiye düşkündür
есть лю́ди, кото́рые так увлекли́сь поуче́нием други́х, что... — akıl hocalığına kendilerini öyle kaptırmış insanlar var ki,...
2) ( влюбляться) kapılmak, gönlünü kaptırmak -
17 бинтовать
несов.; сов. - забинтова́ть -
18 закручивать
несов.; сов. - закрути́ть1) (проволоку и т. п.) halka halka sarmakзакру́чивать усы́ — bıyık burmak
2) ( завинчивать) sıkıştırmak -
19 залечивать
iyi etmek* * *несов.; сов. - залечи́ть1) iyi etmek2) разг. tedavi ede ede canını çıkarmak••залечи́ть ра́ны, нанесённые войно́й — savaşın açtığı yaraları sarmak
залечи́ть серде́чную ра́ну — gönül yarasını tamir etmek
-
20 крутить
1) çevirmek; döndürmek; fırıldatmakкрути́ть кран — musluğu çevirmek
2) bükmek; sarmak ( папиросу)крути́ть ус / усы́ — bıyık burmak
3) перен., разг. (командовать кем-л.) birini kukla gibi oynatmak; parmağında oynatmak4) разг. ( хитрить) evirip çevirmekне крути́, говори́ пра́вду! — evirip çevirme, doğrusunu söyle!
См. также в других словарях:
sarmak — i, ar 1) Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek 2) Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek Ordu düşmanı sardı. 3) Dolayında yer almak 4) Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarmak — bir şeyi süzmek ve ayırmak; olgun hale gelmek, II I, 167bkz: sarmalmak, sarma şmak, sarmatmak, sermetmek kızmak, çıkışmak, sertelmek, sert söz söylemek II, 38, 39; II I, 181bkz: sar ılmak, sermek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sarmak — yüklemek … Beypazari ağzindan sözcükler
alev bacayı (veya saçağı) sarmak — ateş bacayı sarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarpa sarmak — güçlükler ortaya çıkmak, çözülmesi çok güç bir duruma gelmek Bu mera işi gittikçe sarpa sarıyordu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
yangın bacayı sarmak — durum olağanüstü kötüye gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çapraza sarmak — bir iş içinden çıkılmaz duruma gelmek, çaprazlaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
örümcek sarmak — (bir yeri) bir yer örümcek ağları ile dolmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sigara sarmak — sigara kâğıdına tütün koyarak sigara yapmak Kalın sigarasını sararken onun lafını kesti. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
güce sarmak — bir iş güç bir duruma gelmek, güçleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
merak sarmak (veya duymak veya salmak) — (bir şeye) bir şeyi edinme, yapma veya onunla uğraşma isteğine kapılmak, bir şeye eğilim duymak Miralay beyimiz, emekli olduktan sonra komisyonculuğa kalkan veya cins tavuk yetiştirmeye merak salan soydan değildir. H. Taner Bu adama, her gördüğüm … Çağatay Osmanlı Sözlük