sınır
21sinir küpüne dönmek — aşırı derecede sinirlenmek Çocuğum bu sürekli göz altından huzursuz oluyor; ben sinir küpüne dönüyorum. A. Kulin …
22sinir — bax əsəb. <Solmaz:> Bütün sinirlərim kaman teli kimi inləyir. C. C.. <Xəlil> xırda otağında bir iki dəfə ötəyəbəriyə gedib, sinirlərini yatırmaq üçün yazı masasına oturdu. Ç …
23siñir — 51M I, 520; II I, 362 …
24sınır açı — is., fiz. Bir ortamda gelip daha kırıcı başka bir ortama geçerken kırılan ışının oluşturabileceği en büyük açı …
25sınır kapısı — is. Gümrük kapısı …
26sınır ötesi — is. Ülke sınırlarının dışı …
27sınır taşı — is. Sınırı belirlemek için koyulan taş vb. madde …
28sinir argınlığı — is., ruh b. Nevrasteni …
29sinir doku — is., anat. Beyni ve sinirleri oluşturan ve nöron denilen hücrelerle örülmüş bulunan doku …
30sinir harbi — is., ruh b. Söz veya davranışlarla birbirini sinirlendirme …