sıkıştırmak
1sıkıştırmak — i 1) Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak Çamaşırları bavula sıkıştırmak. 2) Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak 3) Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma… …
2kapana sıkıştırmak — 1) birini zor durumda bırakmak Fikirlerindeki çelişmeyi belirtip adamı kıskıvrak bir kapana sıkıştırır. H. Taner 2) birini düzenle zor duruma sokmak, işin içinden çıkamaz duruma getirmek …
3zorba — sıkıştırmak …
4çiktürmek — sıkıştırmak, düğüm sıkıştırmak, II, 180bkz: çigilmek çiklişmek çokluk bildiren s ıfat edatı III, 56, 57 bere, döğmek yüzünden deri üzerinde olan iz I, 336; III, 134 çirkinlik, çil III, 134 …
5tıgratmak — sıkıştırmak; becerikli, tıgrak yapmak, II, 330 …
6gıvratmak — sıkıştırmak bükmek …
7sıkılamak — i 1) Sıkı duruma getirmek 2) Sıkıştırmak 3) Dolma tüfek, tabanca vb. ateşli silahları ağızdan doldurup sıkıştırmak 4) İyice tembih etmek 5) mec. Bunaltmak 6) mec. Zorlamak …
8ayarlı pense — is., tek. Vida, cıvata ve musluk aksamını sıkıştırmak amacıyla kullanılan, ağız açıklığı ayarlanabilen özel alet …
9çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… …
10çitmek — i, er 1) Bir araya getirmek, birleştirmek 2) Kumaştaki deliği örerek kapamak 3) Tarağın dişlerini iplikle bağlayıp sıkıştırmak 4) Çitilemek …