rihtima
1aborda — is., den., İt. abborda Bir deniz teknesinin başka bir tekneye, bir iskeleye veya bir rıhtıma yanını vererek yanaşması Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller aborda etmek aborda olmak …
2bindirmek — i, e 1) Bir kimseyi bir şeyin üzerine çıkartmak, oturtmak veya içine yerleştirmek, binmesini sağlamak Kadınlar çocuklarını bayram yerinde bir salıncağa, bir atlıkarıncaya bindirmişlerdi. O. C. Kaygılı 2) e Taşıt, ön tarafından başka bir taşıta… …
3dalga — is. 1) Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgâr, deprem vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket Rıhtıma vuran dalgaların temposu da içimdeki ölçüye uyuyor. H. Taner 2) Sıcak, soğuk, moda için belli bir süre etkili olan dönem… …
4iki geçeli — zf. Karşılıklı iki sıra olarak ... ve derhâl erkek hizmetçiler rıhtıma seğirtir, iki geçeli dizilir, divan durur. H. E. Adıvar …
5ipekli — sf. İpekten yapılmış veya içinde ipek bulunan (kumaş) İpekli bir kumaş yırtar gibi suları yararak rıhtıma doğru geliyordu. H. E. Adıvar …
6iskele babası — is. 1) Yanaşan gemileri bağlamak için rıhtıma konmuş dökme demir veya betondan silindir 2) argo İşe yaramaz, sorumsuz …
7karınlamak — e, den. Gemi yanını dayamak Gemi rıhtıma karınlamış …
8koltuk — is., ğu 1) Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı. H. E. Adıvar 2) Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye Ta yan beline kadar gömüldüğü… …
9motor — is., Fr. moteur 1) Herhangi bir enerjiyi mekanik enerjiye dönüştüren düzenek Taşındıkları kamyon önünde durunca motorun patırtısı kesildi. N. Cumalı 2) Akaryakıtla işleyen deniz aracı Rıhtıma varabildiği zaman vapura gidecek olan son motor… …
10vermek — i, e, ir 1) Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm. Ö. Seyfettin 2) Bırakmak veya bağışlamak Hırsımdan bazılarına bedava verdim, alın götürün,… …
- 1
- 2