ressam

  • 111benzetici — sf. Benzeterek yapan Birleşik Sözler benzetici ressam …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 112bezeyici — is. Bezekleme yapan ressam, dekoratör …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 113manken — is., Fr. mannequin 1) Genellikle modaevlerinde giysileri alıcılara gösterme işiyle görevli kimse, model 2) Ressam ve heykeltıraşların gerektikçe model olarak kullandıkları, türlü biçimleri alabilen eklemli, çoğunlukla tahtadan yapılmış insan veya …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 114pastelci — is. Pastel boya ile resim yapan ressam …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 115renkçi — is. 1) Işığı, gölgeyi ve biçimleri renk yoluyla veren ressam 2) Renklendiren kimse Birleşik Sözler çiğ renkçi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 116ressamlık — is., ğı 1) Ressam olma durumu Ressamlığı hayatta kendime bir mefkûre diye kabul ediyordum. H. C. Yalçın 2) Resim yapma sanatı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 117seans — is., Fr. séance 1) Bir meslek veya sanat adamının yaptığı işle ilgili olarak harcadığı süre Ressam portresini üç seansta tamamladı. 2) sin., TV Gösterim ... film seansları için gruplar bir kapı aralığında kümeleşir. H. Taner 3) Aralıksız bir iş… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 118şövale — is., Fr. chevalet Ressam sehpası …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 119virtüöz — is., müz., Fr. virtuose Herhangi bir müzik aracını büyük ustalıkla çalabilen sanatçı Ressam için müze görmek ne ise müzisyen için de virtüözlerinin plaklarını dinlemek o imiş. H. Taner …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 120... elinden çıkmak — birisi tarafından yapılmak Duvarında, tavanında usta bir ressam elinden çıkmış manzara, meyve resimleri, çeşitli nakışlar... B. R. Eyuboğlu …

    Çağatay Osmanlı Sözlük