renkli

  • 81aynısefa — is., bit. b., Ar. ˁayn + ṣafā Birleşikgillerden, çiçekleri sarı renkli bir kır bitkisi (Calendula arvensis) …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 82badem ağacı — is., bit. b. Gülgillerden ilkbaharda beyaz ve pembe renkli çiçekler açan yüksekçe bir bitki, badem (Amygdalus communis ve Prunus amygdalus) …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 83bahçemsi — sf. Bahçeyi andıran, bahçeye benzeyen, bahçe gibi Sokak tozlu durumundan, süprüntüden kurtulup serin, renkli, bahçemsi bir durum aldı. N. Meriç …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 84bakır — is., kim. 1) Atom numarası 29, yoğunluğu 8,95 olan, 1084 °C ye doğru eriyen, doğada serbest veya birleşik olarak bulunan, ısı ve elektriği iyi ileten, kolay dövülür ve işlenir olduğundan eski çağlardan beri türlü işlerde kullanılan, kızıl renkli… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 85baklan — is., hay. b. Anguda benzeyen kırmızı renkli bir çeşit yaban kazı (Otis tarda) …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 86balçiçeği — is., bit. b. Almaşık yapraklı, kırmızı veya kırmızıya çalan sarı renkli çiçekli ağaççık …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 87balık eti — is. Omurgalılardan, suda yaşayan hayvanların yumuşak ve açık renkli eti …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 88basın — is. 1) Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat Bütün bildiklerimizden öteye İstanbul basını bize ne öğretebilirdi? Y. K. Karaosmanoğlu 2) Bu tür iş yerlerinde görevli kimselerin tümü Birleşik Sözler basın… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 89basma — is. 1) Basmak işi 2) Gazete, dergi, kitap vb. bası ile hazırlanmış yazılı şeyler, matbua 3) İskambil kâğıdı ile oynanan bir oyun 4) Üzerinde bası ile yapılmış renkli biçimler bulunan pamuklu kumaş O güne kadar bir okka üzüm, bir arşın basma… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 90bazalt — is., jeol., Fr. basalte Koyu renkli, sert bir çeşit yanardağ kültesi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük